"Benim cumhurbaşkanım Mursi"
Mısır'ın seçilmiş meşru cumhurbaşkanının Mursi olduğundan hareketle "Benim cumhurbaşkanım Mursi" dedi Başbakan Erdoğan.
Bu tavrı eleştirenler var, devletler arası ilişkilerde bu tür tavırların milli çıkarlara aykırı olduğu tezini bir yere kadar ciddiye almak gerekir, ancak milletler arası ilişkilerde ahlaklı bir tutum takınmanın hiç mi yeri yok?
Türkiye hem Suriye hem de Mısır'daki darbe konusunda ahlaki tutumu reel politiğin önüne koymuş ve bana göre tüm dünyaya ağır bir ders vermiştir. Bu tutumun meyvelerini Türkiye bir gün mutlaka yiyecektir.
***
"Benim cumhurbaşkanım Mursi'dir" sözü bana bir başka şövalye duruşu hatırlattı.
Olay İstanbul'da geçiyor:
27 Mayıs olmuş, askerler genç Türk demokrasisinin üzerine bir fil gibi basıp geçmişler.
Milletimizin çok sevdiği ve milletimize büyük hizmetler etmiş olan Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşları zindanlara atılmış, hak ve hukuk tarumar edilmişti.
Eczacıbaşı Holding'in kurucusu Nejat Eczabaşı'nın kardeşi Vedat Eczacıbaşı bir gün meyhanede içkisini içerken yan masadaki CHP'lilerin DP'lileri tahkir eden sözlerine şahit olur. Kadehini doldurur ve CHP'lilere dönerek "Benim başbakanım Menderes'tir" der.
Ondan sonra başına gelmedik İzmir'in ünlü ailesinin bu ferdinin.
Darbeciler tarafından hapse atılır, hapiste onun haysiyetiyle nasıl oynadılarsa, Vedat Bey intihar eder. Üzerine kolonya dökerek kendini yakıyor.
Eczacıbaşı ailesi bu olaydan sonra bir daha siyasetle meşgul olmaz.
***
Son yazdığım olay Yıldıray Ogur'un "Cumhuriyetin Beyaz Mağdurları" adlı kitabında çok ilgi çekici ayrıntılarıyla anlatılıyor.
Başbakan Erdoğan'ın "Benim için cumhurbaşkanı Mursi'dir" sözü siyasette riskli bulunabilir, bu sözler Mısır'la ilişkilerimize zarar verebilir, peki ama bu sözü söyleyebilme yürekliliğini gösteren bir başbakanın demokrasi tarihine nasıl büyük bir ahlaki abide diktiğinin farkında mıyız?
Dünyada her şey politika değildir!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.