İzmir'de yaşayan ve bu şehri seven herkesin şu soruya dürüstçe cevap vermesini istiyorum: EXPO 2020'yi kaybetmemizin sebebi sadece Dubai'nin sınırsız imkanlarını kullanması mıdır? Görüyorum ki hem hükümet tarafı hem de Büyükşehir Belediyesi bu mazeretin üzerine atlamakta hiç gecikmediler.
EXPO'da yaşanan ikinci hezimet bu kadar mı kolay izah edilecekti yani!
Seçimlerin yapıldığı günden iki gün önce bu şehrin bir batık şehir haline gelmesi hiç üzerinde durulması icap eden bir hadise değil miydi?
On yıldır değişen Türkiye'de değişmemekle övünen İzmir'i yönetenler bu kadar etkili bir dokunulmazlığı nereden elde ettiler merak ediyorum.
***
Oysa bu şehir yaşadığı, soluk aldığı her an geriye gidiyor.
"Köy gibi oldu" diyorlar İzmir için. Bu doğru bir tanımlama değil, köy dediğiniz yerde hiç olmazsa temiz bir hava olur.
İzmir hava kirliliği yaşayan bir şehir.
Köy yeşil olur, yeşil yoksunu bir şehir haline gelmiş İzmir.
Hayat tarzı palavrasının Kabe'si haline getirilmeye çalışılan ve gerçekten eşsiz bir güzelliğe sahip olan Kordon'a gidin, hava kararınca bir bakın, uzaydaki kara deliğe benziyor.
Bir belediye şu kadar güzel ve şu kadar küçük bir alanı ışıklandırmaktan bu derece aciz hale gelmişse, EXPO'yu tartışmanın, hezimete gerekçe aramanın ne manası var ki?
***
Değişim, değişim, değişim...
İkinci EXPO hezimeti bize gösterdi ki bu şehrin ihtiyacı olan şey değişim, esaslı bir değişim.
Radikal bir şehircilik ve hayal gücü yüksek bir vizyon...
Bununla beraber Demokrat İzmir kültürünün tüm siyasi ve sosyal değerlerinin yeniden hayata egemen olmasının sağlanması...
İzmir'in bunlara ihtiyacı var.
O demokrat ve zarif sosyal sermayesi sürekli kemirilen ve kendisine ulusalcı-Kemalist diyen bir sürü kaba saba adamın ve kadının gürültüye boğduğu bu şehir kendisine bir çıkış yolu bulmalıdır.
Aziz Demir'in "Ne çektin be İzmir" sözü niye bir anda ışık hızıyla yeryüzüne yayıldı sanıyorsunuz?