Giriş Tarihi: 19 Şubat 2014, 19:08
Anladım, içim kan ağlayarak anladım...
Bu cemaat bizim bildiğimizi sandığımız...
Uğruna bedeller ödediğimiz...
Fedakarlıklar ettiğimiz cemaat değilmiş.
Biz asrın kandırmacasına maruz kalmışız da haberimiz olmamış.
Ben şahsen kendimi pek saf hisseder oldum şu günlerde.
Nasıl bir cemaatmış bu böyle?
Biz hayır, hasenat, Türklüğe hizmet, eğitim derken ve katkı sağlamaya çalışırken karşımıza hükümet darbesi peşinde, istihbarat meraklısı bir yapı çıktı.
Devlet içindeki adamlarının ürettiği kasetleri CHP liderine servis ediyorlar...
Cemaatin temiz tabanını CHP'ye peşkeş çekiyorlar.
Bu kadarla kalsa iyi, Koç'a ihale ayarlamalar...
Aydın Doğan'la fingirdeşmeler...
Gazete patronlarına ve işadamlarına mahkeme garantileri vermeler...
Bu cemaat ve onun başındakiler ne kadar mukaddesimiz varsa masaya sürmüşler anlaşılan.
Yazıklar olsun size!
Ahirette iki elimiz yakanızda olacak!
Bize, bizim gibi gönül dostu olanlara böylesine korkunç bir hayal kırıklığı yaşattığınız için...
PARALEL YAPIYLA CHP'NİN DERİN İZDİVACININ TAPU GİBİ BELGESİDİR BU BAŞVURU!
Şimdi herkes gözünü açsın okusun bu yazıyı:
Kendisi yolsuzluk ve hırsızlık suçundan 400 yıl (yazıyla dörtyüz yıl) hapis cezasıyla yargılanan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu durup dururken 17 Aralık operasyonundan bahsetmeye başladı.
Bu durumda Koca Ragıp Paşa'yı hatırlamak zorundayız. Ne diyordu şair:
"Şecaat arz ederken merdi-i kıpti sirkatin söyler."
Bunu geçelim...
Ne tesadüf, aynı gün Aziz Kocaoğlu'nun "hınk" deyicisi, CHP İzmir Milletvekili Alaaddin Yüksel, sihirli lambasından bir araştırma önergesi çıkarıyor. Adı geçen mebus TBMM'ye başvurarak "Binali Yıldırım'ın bacanağı için ihalelerin araştırılmasını" istiyor.
Aaa... Ne tesadüf, bu arada bu iki kanka CHP'li bunları yaparken aynı günlerde liderleri Kemal Kılıçdaroğlu cemaatten servis edilen kanunsuz dinleme kasetlerini Meclis'te dinletiyor.
Bir kere daha "Aaa... Bu kadar da olmaz artık!" diyorsunuz, CHP dün paralel yapının savcılarını kurtarmak için hukuka ve parlamento geleneklerine aykırı bir şekilde Anayasa Mahkemesi'ne yürütmeyi durdurma başvurusu yapıyor.
Hani şu devleti paralel yapıdan kurtarmak için hazırlanan HSYK yasası var ya...
İşte onu durdurmaya çalışıyor CHP.
Bakın bayanlar baylar...
Bütün bunların tek bir nedeni olabilir:
Bu CHP (yazıyla Cumhuriyet Halk Partisi yani) yakayı cemaate fena kaptırmış olmalı!
Cemaat için Aziziyle, Alaaddiniyle, Kemaliyle fedailik yaptıklarına göre...
AYTUN ÇIRAĞ'IN SİYASİ BİLGELİĞİ VE ÖNGÖRÜ TUTARLILIĞI ÖNÜNDE ŞAPKA ÇIKARIYORUM!..
Aytun Çırağ benim bu ülkede en ciddiye aldığım siyasetçilerin başında gelir.
Çünkü siyasete emek verdi...
Siyaset için fedakarlık yaptı...
Aytun Çırağ iyi bir uzman hekimdir.
Tek odalı bir muayenehane açsa çuvalla para kazanırdı.
Ama o kendine değil, doğduğu topraklara, insana çalıştı.
Halka hizmetin en iyi mecrasının siyaset olduğuna karar verdi ve bu uğurda türlü fedakarlıklar yaptı, acıları yaşadı.
Merkez sağ siyasetten geldi CHP'ye. Ama bana göre şu anda CHP'ye onun kadar candan hizmet eden çok az kişi var.
Atatürkçülüğü de, demokratlığı da samimidir ve sahicidir Aytun Çırağ'ın.
Bu ilkeli kimliği ile CHP'nin İzmir'deki tuhaf gidişatının yaratacağı sonuçları aylar öncesinde tek tek söyledi.
Genel başkanına söyledi, halka söyledi, yetkili kurullarda söyledi...
"Partiyi bölersiniz" dedi.
"CHP'nin havasını bozarsınız" diye uyardı.
"Partinin ideolojik kimliğini tartışmalı hale getirirsiniz" öngörüsünde bulundu.
Bütün bunları söylediği vakit bu zeki insanın söylediklerinin fazlasıyla gerçekleşeceğine inanmamıştım doğrusu.
Oysa hepsi gerçek oldu.
CHP bölündü.
Atatürk alerjisi olan birisi Konak gibi bir yerden aday yapıldı.
Ve ne kadar ilginç, Diyarbakır ziyaretine giden ilçe belediye başkanları yerlerini korudu, Diyarbakır konseptine uymayanlar ise CHP'den tasfiye ediliverdi.
Bu arada Diyarbakır Milletvekili olan bir tosun, Aytun Çırağ'a "Konak adayını desteklemezsen ayağımın altına alırım" dedi.
Mamafi Aytun Çırağ'dan da ağzının payını aldı ama...
İşte CHP'de bu hale geldi.
Tam da siyaset ustası Aytun Çırağ'ın aylar önce öngördüğü gibi...
ECEVİT'İN RUHU ŞAD OLDU, AK GÜVERCİN YENİDEN SAHNEYE ÇIKTI; BU SEÇİM SOSYAL DEMOKRASİNİN HAYSİYET SEÇİMİ OLACAKTIR!
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan... Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu...
Menderes Belediye Başkanı Engün Özgün...
Güzelbahçe Belediye eski Başkanı Ertan Avkıran...
Dikili Belediye Başkan Vekili Yusuf Altıparmak...
Bu isimlerin hepsi bu şehrin başarılı belediye başkalarıydı.
Hiçbirinin sol değerlere olan sadakati tartışılamazdı.
Hepsi sapına kadar Atatürkçü'ydü.
Yönettikleri ilçelerde halk onlardan memnundu.
Şehrin aydınları...
Sanatçıları...
Esnafı, dar gelirlisi memnundu.
Bu başarılı başkanlarını büyükşehirin başarısız belediye başkanı Aziz Kocaoğlu'nun kibrine feda etti CHP genel merkezi.
Şimdi halk başkanlarına sahip çıkıyor.
Hatayı tashih edecek.
İşte Hakan Tartan için Türkiye'nin dörtbir yanından destek mesajları yağıyor.
Ege-Koop Başkanı Hüseyin Aslan'ın adaylığı İzmir'i ayağa kaldırdı.
İzmirliler 30 Mart'ı bekliyor.
Bu ağır haksızlığı...
Bu değersizleştirme girişimini...
Bu siyaset ağalığını fena halde cezalandıracak!
Hani neydi o slogan:
"İzmirliyiz, yaparız!"
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.