Giriş Tarihi: 21 Mart 2014, 19:54
Bu CHP adam olmaz, vallahi de olmaz, billahi de olmaz.
Bir kere bu CHP kendisini var eden halkı sevmiyor.
"Halk" ve "vatandaş" iki ayrı kavram CHP için. Bilinçaltına böyle kodlanmış.
Onun için 1940'lı yıllarda İstanbul'da plajlara gelen sıradan İstanbullular için "Halk plajları işgal etti, vatandaş rahatsız oldu" laflarını bu CHP etmişti işte.
Halk ozanımız Aşık Veysel'i bu CHP kafası Ankara'ya sokmadı. Niye biliyor musunuz? Çünkü ayağında çarık ve potur vardı, başında da kasket. Şair Ahmet Kutsi Tecer araya girip Aşık Veysel'i bir otele yerleştirmeseydi, zavallı Veysel Ankara'ya giremeyecekti.
Yıl 2014.. Aynı kafa bu şehrin CHP'sinde yaşıyor. CHP'nin patronajında Fethullah Gülen cemaatiyle ittifak ve bozkurt selamı gibi tuhaf davranışlar görünürken, İzmir'in CHP'sinde de o tek parti genleri tek tek açığa çıkıyor.
Belediyenin arazisine kaçak bina yapan kamu istilacısı CHP Milletvekili Alaattin Yüksel bakın yıllarca CHP Konak belediye başkanlığı yapmış Hakan Tartan için ne diyor:
"EĞER BİZ 'ODUN KOYSAK KAZANIRIZ' DESEYDİK, ZATEN HAKAN TARTAN'I KOYARDIK."
Ey Konaklılar...
CHP SİZİN BİR ODUNU SEÇTİĞİNİZİ SÖYLÜYOR!..
Size ve Konak'a bu kadar hizmet etmiş olan Hakan Tartan'a böylesine adice bir dille saldıran bu adamı ve partisi CHP'yi...
Atatürk düşmanı ve PKK sempatizanı o kadını...
Halkını ötekileştiren bu ilkel kafayı eğer sandığa gömmezsen, YAZIKLAR OLSUN SANA!
CHP'LİLER NE KADAR MUSAMAHAKARMIŞ BÖYLE... KAÇAK YAPILAR KONUSUNDA "TIK" YOK!
Yeni Asır işini yaptı, CHP Milletvekili Alaattin Yüksel adlı kişinin Bayraklı'daki kaçak yapılarını tespit etti, resimledi, haberleştirdi.
CHP Milletvekili Alaattin Yüksel konuyla ilgili bir "odun" gibi sessiz ve cansız...
Herhangi bir açıklama yapmıyor.
Toplumdan özür dilemiyor.
Bunu anlayabiliyoruz, ona "cürmü meşhut" yaptık, yani suçüstü yakaladık.
Peki ya bu şehrin namuslu CHP'lileri... Siz niye susuyorsunuz!
O kamu malı gaspçısına "kardeşim bu doğru mu?" diye niçin sormuyorsunuz?
İzmir'in medyası, bu şehrin gazetecileri mi?
Onları geçiniz, onları çoktan odunlaştırmış Aziz Kocaoğlu ve şürekası.
TWITTER KONUSUNDAKİ GÖRÜŞÜM...
Madde bir: Eğer Tayyip Erdoğan, twitter'i kapatırsa, bana olmadık hakaretleri yapanların özgürlüğünü kısıtlarsa, en başta isyan bayrağını ben çekeceğim.
Madde iki: Başbakan'ın twitter'i filan kapattığı yok ama şu var. Bu twitter denen ABD firması Türkiye Cumhuriyeti'ne üçüncü dünya devleti muamelesi yapıyor.
Türkiye bu şirkete diyor ki: Türkiye'de temsilcilik aç, bu ülkede 20 milyon kullanıcın var, vergini ver. Ayrıca Türkiye'deki yargı kararlarını tanı.
Madde üç: Türkiye bunları diyor ama bu ABD şirketi Fransa, Almanya ve diğer Avrupa devletlerinde uyduğu kurallara uymuyor. "Hayır" diyor, ne ofis kurarım, ne de vergi veririm Türkiye'ye" diyor.
Madde dört: Türkiye'de "öyleyse ben de bu şartları kabul edene kadar senin faaliyetlerini durduruyorum" diyor.
Bunda anlaşılmayacak bir şey var mı?
Burada özgürlüklerimize getirilen bir kısıtlama yok, Türkiye'nin bir ABD şirketi tarafından hafife alınmasına karşı gösterilen bir devlet tepkisi var!
Hiç kimse bu olayı saptırmasın, olay budur ve milli duruş işte tam da burada gereklidir!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.