BU HÜKÜMETİN BİR IŞİD PLANI YOK MU?
Elimizde imkan olsa ve Anadolu kavimlerinin batış öykülerine vakıf olabilsek, eminim ki, çevrelerinde cereyan eden ve fakat kayıtsız kaldıkları için etkilerinden kurtulamadıkları olayların türbülansıyla batıp gittiklerini görürüz.
Şimdi 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde yaşıyoruz ve bizim de içinde yaşadığımız bölge bir cehennemi andırıyor. Tarihin devlet bilgisi bize hatırlatıyor ki, bu bölgede yaşayan devletler olayları kontrol edemezlerse altında ezilip giderler.
Diğer bir ifadeyle, güç, sabır, cesaret gibi kavramları stratejik bir akılla uzun vadeli devlet politikalarına dönüştürenler, tablo ne kadar kötü görünürse görünsün, bu coğrafyanın kazananı olacaklardır.
TÜRK DEVLETİNİN HALİ NİCEDİR?
Yazımın girişinde bir insan tipini eleştirdim. Milletleri toprağın altına gömen bir tip bu. Ülkemizde bu insan ve zihniyet tipini CHP'nin temsil ettiğini söylersek herhangi bir haksızlık yapmış olmayız.
Bir hafta önce hükümeti IŞİD'e karşı hareketsiz kalmakla eleştiren CHP, hükümet olaylara karşı geliştirdiği planlarını hayata geçirme kararlılığı sergilemeye başlayınca bu kez de onu maceraya girmek istemekle eleştiriyor.
Kendi jargonumla söyleyeyim: eski Türkiye gibi davranmasını istiyor Hükümetin.
Oysa şunu bildiklerim ve hissettiklerimle iddialı bir biçimde söyleyeyim ki, Türk hükümeti cumhuriyet tarihinin en sorunlu döneminde en geniş ve çok opsiyonlu hazırlığı yaparak karşılıyor bölgenin karmaşık olaylarını.
Devlet ve tarih bilgisiyle, askeri gücüyle, hazinesiyle, diplomasisiyle, kamu diplomasisi yeteneğiyle ve siyasi istikrarın verdiği politik meşruiyetiyle diyebilirim ki Türkiye, tarihinin hiçbir evresinde bu denli özgüven içinde olmamıştır.
Elbette olaylara at gözlüğü ile bakanlar Suriye iç savaşını, kürtlerin etnik uyanışını, IŞİD örgütünü Türkiye'nin icat ettiğini sanıyorlar ve hükümeti suçluyorlar.
Bu akıl yürütme biçimi bu ülkeye atılmış en ahmakça iftiradır.
BAŞBAKANIMIZA GÜVEN
Endişeli insanlarımıza bir hatırlatmada bulunayım: Türkiye bugün, hali hazırda her türlü beklenen veya beklenmeyen gelişmeye bütün motivasyonlarıyla birlikte hazırdır.
Anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanımızın son ABD seyahati ve Başbakan Davutoğlu'nun sürdürdüğü mekik diplomasisi, Türkiye'nin aksiyoner olabileceği muhtemel gelişmeler bakımından eksik görülen dış desteği de sağlamış durumdadır.
Başbakanımız tarih, coğrafya ve medeniyet şuuruna sahip bir bilim adamıdır.
Bu bölgelerin "stratejik derinliğini" dünyada en iyi bilen insanlardan birisidir.
Onun davranışlarına ve yüz ifadesine bakanlar görürler ki, yüzünde muhtemel gelişmelere dair tek bir endişe çizgisi dahi yoktur..
Esasen, hükümeti eleştirenler, bir küçük şirketin dahi muhtelif oyun planlarına sahip olduğu bir dünyada, koskoca Türkiye'nin bölge olaylarına dönük senaryolarının ve oyun planlarının olmadığını nasıl düşünebiliyorlar, anlamak mümkün değil.
Son söz: cehalet ve ahmaklıkla dış politika üzerine ahkam kesilemez. Her namuslu Türk'ün yapacağı şey devletlerine güvenmektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.