Bu önemli konuya daha önce pek çok defa söylediğim söz ile başlıyorum;
"Tarımsal hasılanın büyüklüğü çiftçinin refah seviyesi hakkında bilgi vermez." Tarımsal hasıla, üretici fiyatı ile üretim miktarının çarpımından oluşur. Dolayısıyla, yine Hindistan örneğini vereyim, 1.4 milyara ulaşan nüfusu ile bu dev ülke tarımsal hasılada Çin'den sonra dünyada 2'nci sıradadır ancak Hintli çiftçinin gelir düzeyi genel olarak çok düşüktür. O kadar ki, halen dünyada aşırı yoksul yaklaşık 1 milyar insanın dörtte biri Hindistan'da yaşamaktadır.
Bu nüfusun da önemli bir bölümü tarım sektöründe bulunmaktadır. Şimdi ben bu örneği niye yazıyorum, çünkü Türkiye'nin 2020 yılına ait tarımsal hasıla rakamları belirlendi. Yine art niyetsiz yanlış anlamalar ile birlikte art niyetli yorumlar da peşi sıra gelecek.
TARIMSAL HASILA - Bir önceki yılın yani 2019'un tarımsal hasılası 275 milyar lira idi. 2020 yılında tarımsal hasıla 333 milyar lira oldu. Başka bir ifade ile yüzde 21 artış gösterdi. Peki Türk çiftçisinin başı göğe mi erdi? Hayır.
Türk çiftçisinin bir eli yağda bir eli balda mı? Hayır. Yoksulluk var mı? var. Ama ne yok? Sefalet yok! Açlık çekenler yok!
Tam aksine muazzam bir üretim gücü ve performansı var. Üstelik tüm dünya ekonomisini allak bullak eden pandemi şartlarına rağmen çiftçi üretmeye devam ediyor. Türk tarımının yapısal sorunlarını çözmek gerçekten çok zor. Hemen çok somut bir örnek vereyim. Aşırı parçalanmış arazi yapısı tarımda kârlılık ve verim yönünden büyük engel oluşturuyor. Yanı sıra artan maliyetler sürdürülebilir üretim yapısını ve çiftçinin istikrarlı gelir elde etmesini büyük sıkıntıya sokuyor. Ancak son tahlilde, tüm zorlayıcı sorunlara rağmen tarım sektöründe yaklaşık yüzde 5 büyüme ciddi bir başarıdır.
RAKAMLARA BAKACAĞIZ - Bitkisel ve hayvansal üretimde artış devam ediyor. Tabii, "Tarım ve hayvancılık bitti," diyenler, bu sözleri okuyunca, "Bu adam ayda mı yaşıyor," diye yine soracaklar. Hayır, Türkiye'de yaşıyorum ve tam 21 yıldır tarım, gıda ve orman ürünleri sektörlerini yakından izliyorum.
Dünyada meydana gelen gelişmeleri de çok yakından takip ediyorum. Uluslararası Tarım Gazetecileri Federasyonu (IFAJ) İcra Kurulu Üyesiyim. Merak edenler için de söyleyeyim. Siyasetle de, çok eskiden vardı, şimdi hiç ilgim yok! Tekrar konuya dönelim. Bitkisel üretim 2020 yılında bir önceki yıla göre 9 milyon ton artarak 126 milyon tona ulaştı. Hayvansal ürünlerde süt üretimi 25 milyon tona doğru gidiyor.
Fazla ayrıntıya girmeden, ifade edeyim.
Her türlü yapısal ve konjonktürel soruna rağmen tarımsal üretim artmaya devam ediyor. Burada üretim ve ürün planlaması konusuna özellikle girmiyorum, bu sorun çok geniş kapsamlı ve köklü çözümler bekliyor.
İHRACATA ODAKLANMALI - Son olarak, "Her şeyi toz pembe gösteriyorsun, biraz da ithalattan bahset," diyenlere son rakamları anlatayım. Türkiye'nin tarım, gıda ve orman ürünleri ihracatı 2020 yılı itibarıyla 20.7 milyar dolar oldu. Bu performans için, daha önce, "Yetmez ama evet," demiştim. Gerçekten de bu rakam potansiyelin çok altındadır. Türkiye tarım, gıda ve orman ürünleri alanında mutlaka ihracata odaklanmalıdır, uzun vadede çözüm oradadır. İthalat rakamı ise 15 milyar doların üzerinde. Sonuçta 5.5 milyar dolarlık bir dış ticaret fazlası var. Samimi dileğimiz, söz konusu dış ticaret fazlasının artırılması hedefinin, yalnızca tarım, gıda ve orman ürünleri sektörü için değil, aynı zamanda Türk ekonomisi için de, bir çıpa olarak kabul edilmesidir.