Önce 'anız' nedir, onun tanımını yapalım. Anız, çok kısaca, tarımsal üretim sonucunda biçilmiş olan ekinlerin toprakta kalan kök ve saplarına verilen isim. Daha teknik bir tanım yaparsak, toprak içinde kalan bitki kökü (buğday, arpa...) nadasa bırakılmaksızın ekilen tarla, mısır sapı, biçilmeden toprakta kalan saplar, tarla sınırındaki otlar, biçilen ekinin tarlada kalan sapına anız deniliyor. Peki bu anız konusu neden çok önemli? Çünkü her yıl hasat zamanı geldiğinde, aynı kısır döngü başlıyor. Yani çiftçilerin bir bölümü maalesef anız yakmaktan vazgeçmiyor.
ANIZ TOPRAĞIN GELECEĞİ
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, birkaç gün önce yine uyarı yaparak, "Toprak verimlilik unsurlarına uzun vadede ciddi zararlar veren anız yakma yanlış bir uygulamadır.
Anız toprağın geleceği, toprak ise bizim geleceğimizdir. Anız yakmak geleceğimizi, bize emanet edilen en değerli varlığımızı yakmaktır" dedi. Aslında anız yakmak Türkiye'de 1993 yılından beri yasak ancak hâlâ bazı çiftçiler hasat sonrası tarlada kalan bitki saplarının sürülerek temizlenmesinin masraflı olduğu düşünüp, bu artıkları yakmayı tercih ediyor. Ama artık 'böyle gelmiş, böyle gitmez' denilmeli ve para cezası yeterli olamadığına göre, bu sorun mutlaka öyle veya böyle çözülmeli!
TOPRAĞA BÜYÜK ZARAR VERİYOR
Şimdi gelelim yaşamaya devam ettiğimiz acı olaya... Orman yangınları dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemize de maddi ve manevi büyük zararlar veriyor.
Can kayıplarımız var, mal kayıplarımız var, tarım sektörü ve çiftçiler ne yazık ki bu felaketten olumsuz etkilenecek. Özellikle çam balında hasar ciddi boyutlarda.
Durum böyle iken, başka bir ifade ile anız yakmak sayısız zararlara yol açarken, göz önüne alınması gereken husus, Türkiye'nin bu ayıbı ne yapıp edip önlemesidir.
Üretici anız yakarken orman yangınlarına da sebep olabiliyor. Bu olgunun çok sayıda örneği olduğunu biliyoruz.
Ayrıca anızın yakılması sırasında toprakta sadece hasat sonrası kalan kökler yakılmıyor, toprağın önemli biyolojik, fiziksel ve kimyasal özellikleri de zarar görüyor.
Öyle ki, anız yakılan toprakta 250 derece civarında oluşan sıcaklık küçük canlıları da yok ediyor.
TARIMSAL ÜRETİMİ ETKİLİYOR
Anız yakmak küçümsenmeyecek bir çevre tahribatına yol açarken, Bayraktar'ın verdiği örnekler olayın ciddiyetini ortaya açıkça koyuyor: "Anız yakıldığında özellikle topraktaki karbon ve azot dengesi ve organik madde miktarı ile birlikte toprağın su tutma kapasitesi azalmaktadır.
Topraktaki mikro organizmaların yüzde 70'i zarar gördüğünden toprak verimliliği düşmektedir. Toprak çoraklaşıyor ve tarım yapılması mümkün olmayan bir hale dönüşüyor. Özellikle içinde bulunduğumuz yıl oldukça kurak geçti. Bu durum aynı zamanda orman yangınları açısından da büyük risk oluşturdu. Anız yakarak bu riski artırmayalım."
Son söz; bu sorunu artık kökünden çözelim!