Cevizde ihracatçı ülke olabilir miyiz?

Ceviz Üreticileri Derneği (CÜD) Başkanı Ömer Ergüder, "Olabiliriz," diyor. "Peki bu nasıl olacak," diye sorunca, Ergüder şu cevabı veriyor:
"Son birkaç yıldır Türkiye'de yılda 60 bin ila 65 bin ton civarında ticari ceviz üretiliyor. Ancak tüketilen miktarın 3'te birini üretebiliyoruz. Aslında üretim artıyor.
Fakat aynı zamanda ithalatımız da artıyor.
Geçen yıl 91 bin ton ceviz ithal ettik. Biz bu sektörün geleceğine ve potansiyeline inanıyoruz. Onun için ceviz yatırımı düşünen herkesi derneğimizle tanışmaya, nasıl bir katma değer sağlayacağımızı dinlemeye davet ediyorum. Bu sektörü ciddi anlamda düşünen her yatırımcıya çağrı yapıyoruz."

TÜRK CEVİZİ KALİTELİ - CÜD, geçen yıl kurulmuş bir dernek. Üye 30 üretici ile 35 bin dekar alanda üretim yapıyor.
Türkiye'nin çok ciddi bir ceviz tüketicisi olduğunu belirten Ergüder, "Dünyadaki ilk üç sıra Çin, İran ve Türkiye'den oluşuyor. Biz yetiştiriciler olarak çok büyük bir pazarın ortasındayız.
Çin önemli bir yetiştirici ama bu ülkede ceviz yetiştiriciliği Kaliforniya ve Şili gibi endüstriyel bazda değil. Çin son 3 yıldır ihracata başladı ve bu süre içinde Çin'den de ithalatımız artış gösterdi. Ama aynı kalite değil, aynı çeşitler değil, aynı tat kesinlikle değil. Onun için bizim Çin cevizine ihtiyacımız yok tüketici olarak, toplum olarak. Biz de buradayız, yerli üretimi seçin. Çünkü yerli üretim cevizin aroması, lezzeti, tazeliği hiçbir ithal rakip ülkede yok," diyor.

HEDEF 550 KG - Cevizde dışa bağımlılığı bitirmek amacıyla bir araya geldiklerini ifade eden Ergüder, "Üyelerimize ait 1 milyon ceviz ağacı bulunuyor. Dernek olarak 20 bin ton üretim hedefi koyduk ama devletten 'korumacı' bir strateji oluşturmasını bekliyoruz. Eğer 10 - 15 yıllık 'kuvvetli' bir destek olursa, cevizde yerli üretim hem tüketimi karşılar hem de çok büyük bir ihracat potansiyeline ulaşabiliriz" şeklinde konuşuyor. CÜD Başkan Yardımcısı Hakkı Akhan da Türkiye'de bir dönüm bahçeden 200-250 kilo ürün alınırken dünya ortalamasının 500 ila 700 kilogram arasında olduğunu söylüyor. Dernek olarak üyelerine 500 ila 550 kilogram arası üretim hedefi koyduklarını vurgulayan Akhan, "Teknik tarım yapılması cevizde dünya standardını yakalamakla özdeş. Kalite, kalibrasyon ve randıman şu anda dernek üyelerimizin de çabalarıyla dünya standardını yakalamış durumdadır," mesajını veriyor.

ZEYTİN KARA SUYU VE PİRİNASI - Diğer yandan önemli bir soru da, Balıkesir Üniversitesi Edremit Meslek Yüksekokulu Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Mücahit Kıvrak'dan geliyor. Dr. Kıvrak, "Zeytinin suyu ve pirinasını neden hayvan yemi yapmıyoruz," diye soruyor. Bakınız bu konu yıllardan beri tartışılır ve hep bu soruna çözüm aranır.

Zeytinin kara suyu ve pirinasının doğaya dökülmesi yerine ekonomiye kazandırılması önerisini getiren Dr. Mücahit Kıvrak, zeytin atıklarından kompost yapılıp hayvan yemi elde edilebileceğini vurgularken, şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Üniversiteler ve kamu araştırma kuruluşları ile özel firmalar, zeytin pirinası, kara suyu ve çekirdeğiyle ilgili çok ciddi çalışmalar yapıyor.
Bu milli servettir. Ekonomiye kazandırılmalı.
Edremit Körfezi'nde yıllık ortalama 10 bin ton civarında zeytinyağı alınıyor ve buna bağlı yüzde 10'u kara su olarak düşünüldüğünde yılda ortalama 1000 ton kara su, 35-40 bin ton da pirina çıkıyor." Mücahit Hoca'nın görüş ve önerilerini çok dikkate değer buldum ve sizlerle paylaşmak istedim.