Önce Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) yaptığı tespitleri okuyalım; "Küresel olarak, üretilen gıdanın yüzde 14'ü hasat ve perakende arasında kaybedilirken, toplam küresel gıda üretiminin hanelerde tahmini yüzde 11, gıda hizmeti endüstrisinde yüzde 5 ve perakendede yüzde 2 olmak üzere yüzde 17'si boşa gidiyor. Biz yiyecekleri çöpe atarken, dünya çapında 800 milyondan fazla insan her gün kronik açlık çekiyor. Ürünlerin boyut ve şekil açısından süpermarket standartlarını karşılamaması veya perakendecilerin satın alacakları ürün miktarına ilişkin yanlış tahminleri gibi faktörler sebebiyle, çiftçiler ekinlerinin önemli bir bölümünü tarladan çıkmadan çöpe atıyor ya da ellerinde fazla ürün birikiyor."
SON HASAT PROJESİ - Hedef belli; hiçbir gıdayı arkada bırakmamak!
Bunun için hayata geçirilen, "Gönüllü Son Hasat Projesi" daha da yaygınlaşabilirse, özellikle tarla, bağ ve bahçelerde israf olan ürünlerin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması yolunda ciddi mesafe alınabilir.
Burada hemen dikkatinizi çekeyim, Bu aslında bir gönüllü proje, yani kamu kurumları ile birlikte sivil toplum kuruluşları ve gönüllü bireylerin de yer aldığı hem ekonomik hem de sosyal bir girişim.
Bu çerçevede Tarım ve Orman Bakanlığı FAO ile iş birliği yaparak söz konusu proje için farkındalık yaratacak etkinlikler düzenlemeye başladı. Geçtiğimiz ay Kınık, Menemen ve Selçuk ilçelerinde gerçekleştirilen etkinlikler ile bahçelerde kalan şeftali, mandalina ve patlıcanlar toplanarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı.
İHTİYAÇ SAHİPLERİNE ULAŞTIRMA - Şimdi ortada bir gerçek var.
Çiftçi farklı sebeplerden dolayı ürünleri toplamıyor veya toplayamıyor. Başka bir ifadeyle, tarla ve bahçelerde genel olarak bakıldığında küçümsenmeyecek bir hasat sonrası ürün miktarı mevcut. Tam da bu aşamada devreye girip, yani ürünü bahçe ve tarladan toplayıp ihtiyaç sahiplerine dağıttıklarını söyleyen İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, "Bu sayede birkaç şeyi birden sağlamış oluyoruz.
Türkiye'de üretilen ürünlerin 3'te biri tüketime sunulmadan israf ediliyor. Birincisi biz bu israfı önleyerek gıdamıza sahip çıkacağız. İkincisi bu ürünler tarlada kalırsa toprağa zarar verecek, bunu engellemiş olacağız. Üçüncüsü ihtiyaç sahiplerine ürünleri ulaştırmış olacağız. Dördüncüsü ve en önemlisi de gençleri tarımla, bitkiyle, ürünle tanıştırma, toprakla buluşturma hedefimiz var. Beşincisi de çiftçilerimizin ne kadar zor şartlarda üretim yaptığını ve tarımı devam ettirdiğini yerinde görmek çok önemli" diyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR OLSUN -"Gönüllü Son Hasat Projesi"ni tüm paydaşlarının kazandığı bir proje olarak tanımlayan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak ise, "Son hasat projesiyle üreticilerimizin bahçelerinde ürün bırakmamaları gereğine bir kez daha vurgu yapıyor ve bu ürünleri ihtiyaç sahipleriyle buluşturuyoruz.
Üreticilerimiz açısından farkındalık oluştururken, ihtiyaç sahiplerinin de yüzlerinin gülmesini sağlıyoruz. Bu tür sosyal sorumluluk projelerinde bundan sonraki süreçte de yer almaya devam edeceğiz" diye konuşuyor. Son söz; böyle projeleri hep beğeniyor ve destekliyorum.
Yeter ki sürdürülebilir olsun...
