Naci Gündem'den evvelce bahsettik. 1900'ün ilk çeyreğine ait İzmir anılarının yer aldığı bir kitabı var: Günler Boyunca Hatıralar. Orada kısaca mahallesindeki tarikatlerden de söz eder.
Yazar, bir Kadiri zikrini kendi ifade ve benzetmeleriyle şöyle tasvir eder: "Müritler, şeyhin etrafını halkalar halinde sararlar, zikir başlayınca şeyh yine sırayla izin vererek yerine çekilir ve bu halkada bulunanlardan "Allah Allah" lafzıyla ağır ve haşmetli sözler yükselmeye başlardı. Zaman ilerledikçe hızlanan tempoyla sıkıştırılan bu Allah ifadesi en nihayet çok süratli bir halde söylenmesi müşkil bir hale gelince, şeyh artık coşan müritlerine sus işaretini verir ve hep birden susarlardı. Tekrar ikinci bir zikre monotonluk kaybolsun diye ahenkte değişiklik yapılır ve "La ilahe illallah" ifadesiyle başlanırdı. Sonunda aynı halin bitiminde başka bir fasıl açılırdı. Burada da mesela "Allah" ifadesi kalından inceye doğru yükseltilerek söylenir ve bu suretle birçok değişiklikler yapılarak bedeni ve ruhi yorgunluklar bertaraf edilmeye çalışılırdı."
ZİKRİN COŞKUSU
Yazar şöyle devam eder: "Bu ayin esnasında en çok hoşuma giden bir sahne vardı. Halka halinde muntazam aralıklarla "Allah Allah" diye zikredilirken ortaya bir meydancı gelir ve güzel sesiyle kaside veya naat okur bu akompenyamandan (birlikte icradan) çok cazip bir netice alınırdı. Saatlerce süren bu ayin sona erince artık tekkenin oturma odalarına geçilir, burada çeşitli muhabbetler arasında helvalar, tatlılar, pilavlar yenir ve bu iki taraflı ziyafete gece yarılarında sonra son verilirdi."
İlahilerle, ritim ve musikiyle birlikte icra edilen sesli zikir sahneleri, tasavvufi hayatın doyulamayan anlarıdır. İnsan kalbi hayatın hayhuyu arasında gün içinde karşılaştığı kirlilik ve olumsuzlukla katılaşabilir. Zikir psikolojisinin şifalı tesiriyle incelir, yumuşar ve temizlenir.
Toplu ve sesli zikirler sadece musiki ihtiyacını değil, vücut hareketi ihtiyacını da karşılar. Müziğin melodisine ve ritmine vücut da katılmak ister. Küçük çocuklarda bu daha açık görülür. İlk çağlardan beri her yerde farklı figürleriyle dans vardır. İşte zikirde, ahenkli ve ritmik raks ve deveranla bu ihtiyaç karşılanır. Üstelik ulvi ve temiz bir ortamda ve yüce duygular eşliğinde.
ÖRNEKLER
En güzel güfte, en güzel beste ve en güzel hareketin, en güzel biçimde uyumu, dervişlere ve seyredenlere çok mutlu anlar yaşatır. Coşkun bir ruh haline bürünmek ve bu coşkuyu ta içinde hissetmek, gözyaşlarıyla çoğaltmak açısından, toplu zikir meclisleri, belki de tekke hayatının en canlı yönlerinden birini oluşturur.
Kurtlar Vadisi Irak filminde bir zikir sahnesi vardı. O bir Kadiri zikri örneğidir. Ne kadar otantiktir bilemem ama bir fikir verir. Meraklısına: İnternette o sahneye ait çeşitli videolar bulunmaktadır. Mevlevi semaı da bir zikirdir. Ancak yüksek seviyeli bir musiki eşliğinde, daha vakur bir üslup içinde icra edilir. Daha zordur, özel mekana, saz ve söze vakıf musiki ekibi (mutrip) ve semazenlere ihtiyaç gösterir.