Bu köşede Urla'daki "Gelinkaya"yı anlatmıştım. Daha sonra kelime bende yeni çağrışımlar uyandırdı. Bu sözde "gelin" kelimesinin inceliği ve zarafeti ile "kaya"nın sertliği ve katılığı bir araya gelmiş. Sonunda sertlik kaybolmuş ve yeni, güzel sesli ve sıcacık bir kelime doğmuş.
Halkımız bu kelimeyi fazlaca sevmiş olmalı ki çok sayıda "Gelinkaya" ismi taşıyan yer var. Ordu'da, Kütahya'da, Mardin'de bu isme rastlanır. Hikayeleri de birbirine benzer.
Bu söz bana bir yazıyı hatırlattı: "Kelimelerin İzdivacı". Nihad Sami Banarlı hocamızın Türkçe'nin Sırları kitabında bulabilirsiniz.
İzdivac evlenme demektir. Banarlı'nın ifadesiyle birbiriyle anlaşan iki ruhun bir tek vücut olurcasına birbirine uyması, birbirine yakışmasıdır. Sonunda nurtopu gibi yavrular doğar. "Nur"la "top" un izdivacından, renkli ve ışıklı bir kelime yapıldığı görülür.
DİL ZEVKİ
Türk dilinde kelimelerin izdivacı sihirli bir özelliğe sahiptir. Bu sözleri Türk halkının büyük ve güçlü dil zevki evlendirmiştir.
Bir ara "Arı dil" anlayışıyla yeni kelimeler icad edilmek istendi. Çoğu tutmadı. "Tilcik" unutuldu, "Sözcük" kısmen yaşıyor. Ama sonundaki "cük" küçültme eki problemli. Bu yüzden dil zevki olanlar doyurucu bir özelliğe sahip olan "kelime" den vazgeçmezler.
Türkçe'de yeni kelime icad edilecekse bu mutlaka Türk halkının seçtiği yolda olmalı. Yani yeni kelimeler halkın sesi ve zevkiyle birleşmeli ya da birbirine çok yakışan iki kelimenin evlenmesinden doğmalıdır. İşte birkaç örnek: Akarsu, anadili, anayol, bindallı, cankurtaran, yanardağ, demiryolu, ateşböceği, kuşdili, karakalem ve benzerleri.
"Buzdolabı" halkın bulduğu bir kelime. "Buz" gibi soğuk bir kelime dolapla evlenince sıcak ve anlaşılır bir söz doğmuş: Buzdolabı.
Halk dilindeki kelime izdivaçlarından güzel çocuklar doğduğu görülür. Kaptıkaçtı, gecekondu, battıçıktı gibi.
RENKLER, İSİMLER
Halkımızın böyle kelimelerle resim yapıp yenilikler oluşturması ne hoştur: Yavruağzı, gül kurusu, camgöbeği, ördekyeşili bunlardan birkaçıdır.
Böyle kelimeler bazen eski renklerle başka sözlerin izdivacından doğar: Gece mavisi, su yeşili, ayva sarısı, nar kırmızısı böyledir. 35 Yaş şiirinde: "Ayva sarı, nar kırmızı sonbahar" sözleri unutulmaz. Bu dize halk zevkinden seçilmiş renkler ve söyleyişlerle boyandığı için hafızalarda kalmıştır.
Kelimelerin izdivacı çiçeklere isim konurken de ayrı güzeldir: Yabangülü, hanımeli, kasımpatı, kartopu gibi adlar çiçekleri bile millileştirir. Hele "katır"la "tırnak" gibi sert ve aykırı iki kelimeden yapılan katırtırnağı ne hoş bir buluştur. Bu güzel ve sarı yamaç çiçeğini görmek, koklamak ve koparmak için bahar günlerinde nice insan yamaçlara tırmanır.
Gül ile nur'un evlenmesiyle doğan Gülnur ve Gülşah Gülderen, Gülten Güleda, Ayşegül gibi isimler zengin çağrışımlı güzel sesli kelimelerdendir. Bu isimlerde Türkçenin güllerinin kokusu sezilir.