Bir kadın evinden çıktı, az ileride beyaz, uzun sakalları olan üç yaşlı adam gördü. Onlara, "Sizi tanımıyorum; ama aç olmalısınız. Lütfen evime buyurun ve bir şeyler yidedi. "Kocanız evde mi?" diye sordular. "Hayır" dedi kadın, "Dışarıda." "O zaman giremeyiz" dediler. Bir süre sonra kocası eve geldiğinde kadın olanları anlattı. Kocaı, "Onlara eve geldiğimi söyle ve içeri davet et" dedi. Kadın dışarı çıktı ve yaşlı adamları eve davet etti. "Bir kısmımız eve begirmeyiz" dediler. Kadın, "Neden?" diye sordu. Yaşlı adamlardan biri arkadaşlaından birini göstererek "Onun adı 'Zenginlik'tir' dedi. Bir diğerini göstererek: "Onun adı 'Başarı' ben de 'Sevgi'yim". Sonra ekledi; "Şimdi eşinle konuş ve hangimizi evinize davet edeceğinize karar verin."
Kadın eve girdi ve olanları kocasına anlattı. Kocası çok sevindi. "Ne kadar harika. Zenginliği davet edelim, gelsin ve evimizi zenginlikle doldursun" dedi. Kadın, "Neden Başarı'yı davet etmiyoruz?" diye sordu. O sırada onları dinlemekte olan kızları, "Sevgi'yi davet etsek daha iyi olmaz mı?" diye sordu. "O zaman evimiz sevgiyle dolar."
Adam, "Bence kızımızın tavsiyesine uyalım. Dışarıya çık ve Sevgi'yi davet et. Sevgi bizim misafirimiz olsun" dedi. Kadın dışarıya çıktı, Sevgi'yi seçtiklerini söyledi ve Sevgi'yi evlerine davet etti.
Sevgi kalktı ve eve doğru yürümeye başladı. Diğer iki arkadaşı da kalktı ve onu takip etti. Kadın şaşkınlıkla "Ben sadece Sevgi'yi davet ettim, siz neden geliyorsunuz?" diye sordu. Yaşlı adam cevap verdi; "Eğer siz Zenginlik veya Başarı'yı davet etmiş olsaydınız, diğer ikimiz kalacaktık, ama siz beni (Sevgi'yi) davet ettiğiniz için ben nereye giderBaşarı ve Zenginlik de benimle birlikte gelir." (Avucunuzdaki Kelebek'ten)
****
Şerif İzgören hikayeyi naklettikten sonra ilave eder: "Her nerede sevgi varsa, başarı ve zenginlik de vardır. Siz de hayatınıza olumlu düşünceyi davet edin. Hayatınıza neyi çağırırsanız o gelir.
Fizik kanunlarına göre iki cisim aynı anda aynı yerde bulunamaz. Tıpkı bunun gibi, beyninizde, kalbinizde olumlu düşünce varsa olumsuz düşünceye yer yoktur, olumsuz düşünce varsa olumluya yer yoktur. Sevgi ve nefret, dinle kin aynı kalpte yer tutamaz.
TAŞ ATANA GÜL
Şırnak'ın bir köyünde, operasyona giden tanklara, köyün küçük çocukları devamlı taş atarmış. Yüzbaşı Murat An bir defasında periskoptan bakar, 5-15 yaş arası çok sayıda çocuk tankları kıyasıya taşlıyor. Yüzbaşı tankın kapağını açar, çocuklara kumanyalarındaki çikolata ve reçelleri atar, diğer personel de aynı şeyi yapar. Akşama doğru operasyon dönüşü aynı köyden geçerken, çocuklar beklemektedir. Bu defa taş yerine el sallamaktadırlar. Murat An konuyu tamamlar: "Ondan sonra her geçişimizde biz onlara çikolata attık, onlar bize el salladı."
Yunus Emre taş atana gül saçmak gerektiğini boşuna tavsiye etmemiş: "Ardımca taşlar atana güller nisar olsun ona."