Hak'kın isim ve sıfatları iki ana gruba ayrılır: Cemal ve Celal. Kelime olarak 'cemal' güzellik, 'celal' ise yücelik, öfke ve hiddet demektir.
Cemal tecellisi Allah'ın güzellik ve rahmetini göstermesi; celal ise, kahredici yönünün öne çıkarmasıdır. Biz beşer olarak cemalden hoşlanır, celalden dolayı üzülürüz. Ama dünya var olduğundan beri celal ve cemal vardır ve iç içedir.
Niyazi Mısri öyle der: "Cemali zahir olsa tiz celali yakalar anı/ Görürsün bir gül açılsa yanında har olur peyda."
Yani Hakk'ın cemali görününce, hemen ardından celali gelir. Bir gül açılınca, yanında dikenin oluştuğunu görürüz. Gül cemalin, diken celalin simgesidir. İşin hoş tarafı ise şudur: Hakk'ın cemali celaline galiptir. "Rahmetim gazabımı geçti" kudsi hadisi bunu gösterir.
Yaşadığımız günlerde celal tecellileri ağır basıyor. Her gün, her saat bir şehit haberiyle içimiz yanıyor. Yol kesmeler, araç yakmalar, enerji hatlarına sabotajlar sürüp gidiyor.
*
Aslında bu celalin içinde cemal de var, hem de fazlasıyla. PKK terörü şiddetini gittikçe artırmasına rağmen, bu defa milletimiz daha soğukkanlı. Pek çok acıya ve can kaybına rağmen, şer cephesiyle mücadelede kararlı ve devletin yanında yer alıyor. İşte birkaç haber:
1- Genel Kurmay bildirisi: "Ülkemizde son günlerde yaşanan terör olayları nedeniyle, çok sayıda vatandaşımız Genelkurmay Başkanlığı'na başvurarak askere alınmayı ve terörle mücadelede görev yapmayı talep etmektedir. Asil milletimizin kahraman ve duyarlı evlatlarının talepleri Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları tarafından takdirle karşılanmış, duygulandırmış ve motivasyonlarını artırmıştır. Bu ulvi talepler nedeniyle vatandaşlarımıza teşekkür ederiz."
2- Şırnak'ta şehit olan Hamza Yıldırım'ın bağrı yanık babası konuşuyor: "Vatan için bir evlat daha verdik, vatan sağ olsun. Allah bunları kahretsin, terörün bitmesini istiyoruz, biz yandık başkası yanmasın. Elimden gelse ben de gidip savaşacağım ama götürmüyorlar. Sözün bittiği yer yani bura, yeter yani yeter. Bu vatanı teröre vermeyiz. Askerimize de polisimize de Cumhurbaşkanımıza da güveniyoruz. Onun için inşallah bu işi kökünden çözecekler."
3- Yozgatlı şehit Mehmet Koçak'ın eşi, bir yandan öfkesini dile getirirken öte yandan şöyle diyor: "Sanmasınlar ki yıkıldık. Yıkılmadık dimdik ayaktayız. Bir tane erkek evladım var inşallah 20 yaşına geldiği zaman onu da aslanlar gibi askere göndereceğim. 'Çözüm Süreci' diye insanları 3-4 yıldır oyalıyorlar. Nasıl bir Çözüm Süreci bu... Her gün bir şehit haberi geliyor."
4- Pozantı Karakolu'nda şehit olan polis Serdar Kazar, son nefesini vermeden kapıya kadar ulaşan yaralı teröristin el bombasının pimini çekmeye çalıştığını fark etti. Tabancasındaki kurşunu biten kahraman polis, bu kez bedenini siper etti, merdivenlerden son bir hamle ile teröristin üzerine atladı. PKK'lının pimini çekip, binaya atmaya çalıştığı el bombasına siper oldu, belki de içerideki diğer arkadaşlarının da şehit verilmesine engel oldu. Serdar Kazar, burada şehit oldu, yaralı terörist de son hamlesini yapamadan öldü.