Türklerin İslamiyeti kabulünde tasavvuf inanışının rolü büyüktür. Bu alanda Ahmed Yesevi bilhassa dikkati çeker.
Ahmed Yesevi'nin 13. yüzyılda bütün Orta Asya bölgesinde tesirleri büyük oldu, Piri Türkistan diye anıldı. O, "Sünnet imiş kafir de olsa incitme sen / Huda bizardır katı yürekli gönül incitenden" diyen biridir.
EVLENENLERDEN DUA
Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında Yesevi dervişlerinin hizmeti büyüktür.
A. Yesevi dünyadaki Türk topluluklarının gönül tahtında asırlarca hüküm sürdü. Bu, küçümsenecek bir olay değildir. Bugün ayrı cumhuriyetler şeklindeki Kazaklar, Özbekler, Türkmenler ve Tatarlar arasındaki en önemli manevi bağ ve köprü Ahmet Yesevi'dir.
Onun türbesinin önünde bir kaç saat geçiren bir insan şunu görür: Bütün bu bölgelerden akın akın ziyaretçiler gelmektedir.
Evlenen gelinle damadın düğün kıyafetleriyle buraya gelip dua etmeleri yaygın bir adettir.
Bu büyük veli 1166 yılında vefat etti. Türbesi Türkistan (Yesi) şehrindedir, Timur tarafından yaptırıldı. Uzun yılların ihmaliyle hayli yıpranmış olan bu büyük eserin restorasyon işini Turgut Özal'ın inisiyatifiyle Türkiye Cumhuriyeti yaptı. 1995'te Yesi'deki Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversi- tesi'nde görev yaptım. Gözlem, intiba ve düşüncelerimi "Türkistan Notları" kitabımda yazdım.
Sempozyum düzenleniyor
Bugünden itibaren İstanbul'da (26-28 Eylül 2016) geniş katılımlı "Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevi Uluslarası Sempozyumu" yapılmaktadır. Düzenleyenler İstanbul Üniversitesi ve Kazakistan Abay Üniversitesi.
Bkz:pirimizyesevi.com Benim "Ahmed Yesevi ve Türklerin İslam ve Din Anlayışı" başlıklı bildirimde özetle şunlar var:
Türkler İslamiyeti tasavvuf üslubu içinde benimsedi. Yesevilik ilk Türk tarikatidir.
Ahmet Yesevi Doğu ve Batı Türklüğünün saygı duyduğu bir önemli şahsiyettir. Hatıraları ve temsilcileriyle Anadolu'yu da etkilemiştir.
Özellikle Türk halk Müslümanlığı Yesevi izleri taşır. Evliya kültü önemlidir; türbesiz, yatırsız bir Türk kasabası yoktur.
Türk halk Müslümanlığı medeniyetçi, yumuşak, millileşmiş, taassupsuz, geleneklere (kandillere, evliya kültürüne, devlet terbiyesine) bağlı sünni bir Müslümanlıktır. Buradaki Sünnilik, Yesevi - Hanefi - Matüridi sacayağına oturur ve Hz. Ali muhabbetini önde tutan, tasavvufi bir Müslümanlık'tır.
Yesevilik, zaman içinde Bektaşilik ve Nakşibendilik içinde erimiştir. Yeseviliğin hem Bektaşiliğe hem de Nakşibendiliğe kaynaklık etmesi veya birbirinden oldukça farklı anlayışlara sahip bu iki tarikatin içinde erimesi yahut onlarla devam imkanı bulması bir çelişki veya zaaf değildir. Aksine tam bir zenginliktir. Türk din anlayışının geniş yelpazesi içinde farklı renkleri oluşturan bir çeşitliliktir.
(Yer: Bağlarbaşı Kültür Merkezi-Üsküdar )