İlhan Bozcalı anlatır: Babam biz küçükken kardeşimi ve beni bir gün dizlerine oturttu. Bakın çocuklar, dedi, dünyada en kötü şey yalancılıktır, sakın hiçbir sebeple yalan söylemeyin. Bu bizim kulağımıza küpe oldu.
Gerçekten önemli bir ölçü. Gençlik hali, mesela uygunsuz bir yere gitmek istesem, o akşam babam "neredeydin?" diye soracak olsa, gittiğim yeri söyleyemeyeceğim. Ona yalan beyanda bulunmamak için, oraya gitmekten vaz geçmeye mecbur olurum.
***
Bu sözler 1944 doğumlu Avukat İlhan Bozcalı'ya ait. Kendisi İzmir Senatörlüğü de yapmış olan Ömer Lütfi Bozcalı'nın (1913-2004) oğlu. Ömer Bey son dönem Uşşaki şeyhlerinden Bekir Sıtkı Halıcıoğlu'nun (1881-1962) dervişlerinden. Ona sadakatla bağlı olgun bir insan. İlhan Bey'e babasının özellikle tasavvufi yönü ve ahlakı hakkında konuşmak üzere gitmiştim.
Nedir tasavvuf? Tasavvufta amaç insanın ahlaklı, olgun ve düzgün hale gelmesidir. Burada sözkonusu olan ahlak sadece lafı edilen, kuru bilgiden ibaret kurallar topluluğu değildir. Hayata geçirilen ve yaşanan ahlaktır.
Ahlak kurallarını herkes bilir ve önemine inanır. Ama bilmek ve inanmak yetmez. Asıl olan uygulamadır. Tıpkı Yunus Emre'nin dediği gibi:
"Ben dervişim diyenler haramı yemeyenler/ Haramın yenmediği ele girince imiş."
BOZCALI'NIN MİRASI
Bu anlayışın örneklerini Ö. Lütfi Bozcalı'da görüyoruz. Oğlu İlhan Bey'in anlatmaya devam etti: Babam hak yoldan asla ayrılmadı. Mesela senatörken sadece maaşını aldı, onun dışındaki tazminat, yolluk gibi gelirleri almazdı. Kullandığı ilaçların bedelini kendi parasıyla öder, SGK imkanlarını kullanmazdı. "Benim imkanım var, SGK desteğinden fakirler faydalansın" derdi.
Ö. L. Bozcalı istikamet sahibi ve hayırsever biriydi. Dürüstlüğüyle tanındığı için avukatlıktan çok para kazandı ve kazancını başkalarıyla paylaştı. Hayır kurumlarına birçok bina bağışladı. Çocuklarına da maddi- manevi iyi bir miras bıraktı. Evlatlarından iyilik gördü, onlar da babalarının ahlakını ve dini duyarlığını devam ettiriyorlar.
Ö. L. Bozcalı hakimlikten sonra İzmir'de uzun yıllar avukatlık yaptı. Oğlu İlhan Bey ve torunu Bahir Bozcalı aynı mesleği sürdürüyor. Sahip oldukları Hukuk Börosunda 3'ü avukat olmak üzere 7 kişi çalışmaktadır.
TASAVVUF AHLAKI
Amacım birilerinin reklamını yapmak değildir. Demek istediğim şu: Tasavvuf ahlakını benimsemiş bir babanın olumlu etkisiyle, intisaplı olmasa bile çocukları da sağlam kişilikli ve iyi bir iş ahlakına sahip olabilmektedir.
Bunun başka bir örneğini, aynı Uşşaki şeyhi B. S. Halıcıoğlu'nun torununda görüyoruz. Kendisini, dedesi hakkında araştırma yaparken tanıdım. Endüstri Mühendisi olan Hasan Halıcıoğlu, başarılı bir yazılım firmasının sahibidir, 8 çalışanı vardır. Dürüstlük ve iş ahlakı onun da ilkeleridir.
Vahşi kapitalizmin dayattığı şartlar içinde dürüst ve ahlaklı iş adamı olma konusunda tereddütlerim vardı. Anladım ki, bir manevi donanıma sahip kimseler, bu olumsuz şartları aşıp düzgün iş yapabilmektedir.
NOT: Bir önceki yazımda Ö.L.Bozcalı'nın doğum tarihi 1973 yazılmış, 1913 olacak.