Alsancak’ta teravih namazı
Geçtiğimiz pazartesi günü teravih namazı için Alsancak Camisine gittim. Ahmet Kuzgun 15 yıldır buranın imam-hatibi. Manisa İmam-Hatip Okulu'ndan mezun. Aynı şehirde Fahri Kaner'in musiki çalışmalarına katılmış. Musiki ilgisi ve birikimi bu göreve getirilme sebeplerinden biri.
Alsancak Camisi'nin inşaatı 1948'de başladı ve 1950'de tamamlandı. Bu camiyi zamanın üzüm tüccarlarından Hocazade Ahmet Ragıp Bey yaptırdı. Mimarı Fahri Nişli'dir. İnşaat sırasında gelen yardım tekliflerini kabul etmeyen Ahmet Bey,
Cami alt ve üst kısmıyla 400 kişilik, geniş ve ferah bir avlusu var. 1950 şartlarında Hocazade'ye bu kadar büyük camiye ne gerek var, demişler. Etraf boş ve doğru dürüst bina yokmuş. İzmir'in nüfusu o yıllarda 230 bin civarında. Şimdi olsa cami çok daha büyük yapılırdı.
PROTOKOL CAMİSİ
Alsancak Hocazade İzmir'in protokol camisi idi, bilhassa cenaze namazları hayli kalabalık olur. Ekabir, bürokratlar ve yüksek rütbeli askerlerin cenaze namazları burada kılınırdı. Trafik ve park yeri sorunu sebebiyle, kalabalık cenazeler artık Beşikçioğlu ve Balçova Uğur Camisinden kalkıyor.
İmam Ahmet Bey'i dinledim: Yolu hiç camiye uğramayan bazı kimselerin cenaze dolayısıyla gelip seyretmeleri ibret vericidir, diyor. Genellikle buraya elit tabaka cenazesi gelir. Fakat namaz sonrası cami avlusu çok kirlenir. Sigara izmaritleri, pet şişe ve bardaklardan, poşetlerden oluşan bir yığın çöp kalır. Bu bizim millet olarak genel bir ayıbımız.
Alsancak İzmir'in en demokrat semti sayılır. Cemaat görevlilerine karışmaz ve sıkıntı çıkarmaz. Cemaatin kültür seviyeleri yüksek olduğu için, buraya temsil kabiliyeti yüksek görevliler atanır.
KONSERVATUVARLI MÜEZZİN
Alsancak Camisi'nin müezzini Muhammed Emin Ayaz, 4 aydır burada görev yapıyor. Kendisi Ege Ü. Türk Müziği Konservatuvarı Ses Eğitimi bölümünden mezun. Manisa Karaköy Kur'an Kursu'nda hafız olmuş. Hasan Akkuş'un talebesi Sadettin Yıldız'dan talim etmiş. Asıl feyzini İstanbul'da Hasan Akkuş'a uzun yıllar öğrencilik yapan dedesinden almış. İyi musiki bilen dedesi Muhammed'i Kur'an'a ve musikiye özendirip yönlendirmiş. O da konservatuvar okuyarak bu işi en iyi derecede temsil edecek seviyeye çıkmış.
Ben gittiğim gün imam efendi biraz rahatsız olduğu için namazı Muhammed Ayaz kıldırdı. Teravihte her dört rekatta saba, segah, uşşak, rast gibi farklı makamlarda okudu. 20 rekatın nasıl bittiğini fark edemedim.
İyi bir icracı olan Muhammed Ayaz musiki konusunda dertli. "Dedem bu işin kültürüne de vakıftı" dedi. Bu kültürü şöyle açıkladı: Günümüzde din camilere hapsedilmiş durumda. Oysa din bizim varlığımız ve kimliğimizin yapı taşıdır. Musiki bu kültürün parçalarından biridir.
Maalesef günümüzde musikinin bu kültür mirasından uzak kaldık. Tekke musikisini bilen yok. Dini musikiyle uğraşanların çoğu işin popüler yönüne meraklı. Avamın arzu ve seviyesine göre çalışmalar yapmaktalar. Musiki kültürünü bunların temsil ettiği sanılıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.