İzmir Türk Ocağı'nın Varyant'ta Kız Yurdu'nun karşısındaki binasında her hafta Salı akşamları kültür sohbetleri yapılır. Son 2 konferansı dinledim. İlkinde Celal Bayar Ü. Öğretim üyesi Doç. Dr. Nejdet Bilgi, İzmir'in işgal öncesi durumunu anlattı. Geçen hafta, Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hasan Mert, işgal günlerinde olup bitenleri dile getirdi.
Malum, İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali 15 Mayıs 1919'da başladı. 9 Eylül 1922'ye kadar 3 yıldan fazla sürdü. İzmir halkı büyük acılar yaşadı.
İŞGALİN YÜZÜNCÜ YILI
Bu sene İzmir'in işgalinin yüzüncü yılı. Bu acıklı günleri hatırlamak, tarihi bilgilerimizi tazelemek, vatan sevgisini, milli şuuru canlı tutmam adına; millet sevdalısı kurumlarımız Nisan ve Mayıs aylarında bir dizi faaliyet yapacaklar. Bunlardan haberdar olduklarımı, günü geldikçe duyuracağım.
İzmir Türk Ocağı'nın, sözünü ettiğim 2 konferansı bu amaçla düzenlendi. Devam eden bu seri içinde yarın akşam, saat 19.30'da ben de bir sohbet yapacağım.
Konu başlığı: "İşgal Yıllarında Emir Sultan Dergahı".
Emir Sultan, İzmir'in fethinden hemen sonra kurulan Seyyid Mükerremüddin Külliyesi'nin halk dilindeki adıdır. Gazi Umur Bey tarafından yaptırıldı. 1930'lara kadar İzmir'in cazibe merkezi olan Emir Sultan külliyesi zamanla ihmale uğradı, harap duruma düştü. Onun için maalesef birçok İzmirli yerini bilmez. Adres olarak İkiçeşmelik Agora girişinden 800 metre ileridedir. Pazaryeri Mah. 951. Sokak, No. 1.
DERGAH MORAL YUVASI
Bu zaviye, dini fonksiyonları ile birlikte, Türk-İslam yerleşiminin çekirdeğidir. Yani bu topraklarda yerleşip kök salmamızın nüvesidir. İzmir'in fetih döneminin bugüne uzanan bir hatırasıdır.
Emir Sultan zaviyesi işgal yıllarında her şeye rağmen faaliyetlerine devam etti. İzmir Türklüğünün moral açısıdan iyice yıpranmış olduğu zamanlarda önemli bir manevi kuvvet kaynağı oldu. O günlerin İzmir basınında bunun yansımaları açıkça görülür.
Milli Mücadelenin hatıralarını da yaşatır. O bakımdan Emir Sultan Külliyesi'nin önemli bir yeri vardır.
Türbesi, dergah binası, mutfağı, hamamı ve meşhur kimselerin kabirleriyle dolu haziresiyle, Emir Sultan Külliyesi uzun yıllar bakımsız ve terk edilmiş haldeydi. 2011- 2015 yılları arasında restore edildi, düzgün duruma getirildi.
Yarınki sohbetimde, bu külliyenin tarihinden, haziresine defnedilen Şehit Fethi Bey'den, buradaki dergahın işgal yıllarında halka moral kaynağı olduğundan söz edeceğim.
SEYDİ BABA
Gazi Umur Bey, Seyyid Mükerremedin külliyesinin masraflarını karşılamak üzere İzmir çevresinde geniş bir arazinin gelirlerini vakfetti. Bu zatın isminden hareketle bu bölgeye Seydiköy dendi. Seydiköy Gaziemir ilçesinin eski adıdır. Burada Seyyid Mükerremüddin'in babasına ait olduğu kabul edilen bir türbe ve suyu şifalı bir çeşme vardı. Adı Seydi Baba idi.
Cumhurbaşkanımızın son İzmir mitinginde andığı bu kişidir. Bütün bunların ayrıntısı "İzmirde Tasavvuf Kültürü" adlı kitabımda vardır. (h. yayınları)