Tevfik İleri (1911-1961) Demokrat Parti iktidarı sırasında ulaştırma ve Milli Eğitim Bakanlığı yapmış vatansever, kuvvetli iman ve irfan sahibi, idealist bir kimse idi. Bir önceki yazıda sözünü ettiğimiz, "Türk Milletine Borcumuz Var" kitabının anlatıcısı İdris Yamantürk'ün eşi ile Tevfik İleri'nin eşi, faziletli kimse Vasfiye Hanımefendi kardeştir.
Tevfik İleri S. Ayverdi ile-1959
Adı geçen kitaptan Tevfik İleri'yle ilgili alıntılar yapacağım, Yamantürk anlatır:
Tevfik İleri'nin Vatan sevgisi 17-18 yaşındaki bir delikanlının tutkusu gibiydi. Sevgi kelimesi onun duygularını ifadeye yetmez. Millet ve vatan sevgisi onda tutku halindeydi. Bu memleketin çocuğu olmaktan iftihar ettiğini söylüyordu. Onun bir sözünü burada tekrarlamak isterim: "Herkesin kalbi küt küt diye, benim kalbim ise Türk Türk Türk diye atar."
Türklüğü ile iftihar eden bir tipti. Bunu da açık açık söylüyordu. Etnik grup falan saymazdı. Ölürken de öyleydi. Dürüsttü. Bu dürüstlüğü bazı insanları tedirgin edebiliyordu.
1 KİLO TEREYAĞI
Başka bir hatıra: Bazı öğlenleri evlerine uğrardım. Vasfiye abla (İleri) bir gün, bir kilo civarında bir tereyağı kutusunu, getirenin ismini de söyleyerek, "falanca getirdi ısrarlarıma rağmen bıraktı gitti" dedi. Tevfik Ağabey benim yanımda açtı ağzını yumdu gözünü. Ben utandım. Kaçacak yer aradım. "Vasfiye bugün bir kutu, yarın öbür gün bir teneke olur. Daha ileri gidilir bir kamyon yağ olur. Sen benim bu konudaki tavrımı bilmiyor musun?" dedi. Eşi Vasfiye abla, "Tevfik biliyorum ama o kadar ısrarcı oldu ki artık dayanamadım aldım" dedi. Dürüstlüğün mertebesi evde olay çıkartacak kadar oluyordu. Teknik üniversiteden birkaç arkadaşı iş hayatına atılırken yemin etmişler. Bu memlekettin malını koruyacağız, çalmayacağız, çaldırmayacağız diye
ÇAMURA BULAŞMADAN
İdris Yamantürk bir bürokratın sözünü aktarır:
Ben o zaman serbest çalışıyordum. Benim bu aile (Tevfik İleri ailesi) ile ilgim olduğunu hissettirmedim. Daha sonra benim arkadaşlarım da bakan olduklarında onların bakanlıklardan iş almamaya gayret ettim. İş hayatına atılırken Tevfik Bey'den de izin istemiştim. 27 Mayıs ihtilalinden 2 sene sonra yargılamalar da bitmişti. Ankara'da İzmir Caddesi ile Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'nın köşesinde birisine rastladım. Bizim iş yaptığımız idarede çalışan teknik bir elemandı.
"İdris Bey, siz Tevfik Bey'le bacanak mıydınız" dedi. Evet dedim.
"Bu çamur deryasında karşıdan karşıya geçtiniz de ne ayakkabınızda ne de üstünüzde bir çamur lekesi olmadı sizi tebrik ediyorum" dedi. Ben de teşekkür ettim. Benim de isteğim buydu.
ÇEŞİTLEME
İdris Yamantürk'ten küçük notlar:
"Evlilik kutsaldır. Hatta şimdi nikah salonlarında yüksek sesle bağırmayı komik bulurum. Evliliğin kutsallığı, yüksek sesle bağırmak yerine inançla 'evet' demektedir."
Peyami Safa bir gün Behçet Kemal Çağlar'a: "Behçet Behçet! Eğer yalan ise dünyanın en güzel yalanı Allah'ın varlığıdır" der.
Öner-Yücel davasında duruşma sırasında Prof. Kenan Öner, savcıya "bu adam" dedi. Savcı da mahkeme başkanına, bana hakaret ediyor, dedi. Kenan Öner: "Savcıya dediğim 'adam' sözünü hakaret kabul ettiği için geri alıyorum" dedi. Salonda buz gibi bir hava esti.