Ülke olarak heyecanlı günlerden geçiyoruz. Barış Pınarı adıyla Cumhuriyet döneminin en büyük askeri harekatına giriştik. Suriye sınırlarına girmek üzere olan askerlerimize televizyon muhabiri mikrofon uzatır; erlerin ağzından o anda spontane olarak dökülen sözlere bakar mısınız:
- Düğüne gidiyoruz abi!
- Allah'ın izniyle hepsini yok edeceğiz!
- Herkes dua etsin, biz hazırız, biz güçlüyüz. Kimseden korkumuz yok!
- Halkımızın duası olsun yeter!
CAN PAZARI
Bunlar gösteriş olsun diye değil, inanarak, tam bir içtenlikle dile getirilen ifadeler. İşte bizim insanımız, işte bizim askerimiz! Bu tarifsiz iman ve ruh halidir ki savaşlarda bizi zaferlere taşımıştır. Ey Mehmetçik bütün dualarımız sizinledir!
Keşke operasyon, harekat, savaş hiç olmasaydı. Ne yazık ki yaşamak için, silinip gitmemek için mücadele şarttır. Terör örgütü kılığında vatan bütünlüğümüz uzun süredir tehdit altında.
Silahlı harekatta başarı için, maddi ve manevi olmak üzere iki mühim unsur söz konusudur. Maddi bakımdan, eğitimle, en modern silahlarla, en ileri teknik ve araç gereçle harbe hazırlanmak aklın icabıdır.
Ama bunlar hiçbir zaman kafi değildir. Çünkü silahı kullanacak, düğmeye basacak, tetiği çekecek olan insandır. İnsanın en değerli varlığı hayatıdır. Muharebe ölüm kalım meselesidir, can pazarıdır. Günümüzde bile hala zafer süngünün ucundadır. Göğüs göğse muharebe geçerliğini devam ettirmektedir.
Silahlar ne kadar gelişmiş olursa olsun, onları kullanacak olan insan korkak olursa, canını her şeyden aziz bilirse, başarı beklenemez. İşte bu noktada en az maddi güç kadar moral, yani maneviyat da önemlidir.
MANEVİYAT UNSURU
Türk zaferlerinde maneviyat unsurunun büyük rolü vardır. Mehmetçik, ölürse şehit kalırsa gazi olacağına inanmıştır. Sırasında meleklerin, Hızır'ın, velilerin yardımlarının kendisi ile beraber olduğunu kabul ettiği için, büyük bir güvenle düşman üzerine atılmış ve çok kere galip gelmiştir.
Elbette sadece maneviyatla iş bitmez. En son teknik ve taktikleri takip etmek, Kur'an'ın ifadesiyle 'Her türlü kuvveti, savaş malzemesini hazırlamak' (Enfal, 60), en azından düşmanın silahıyla silahlanmak icap eder. Bu hazırlığı biz yaptık. İstihbaratımız bir buçuk yıldır harekat bölgesini adeta ezberledi.
Fakat buna ilave olarak cepheye süreceğimiz insanın ruhi-manevi yönü ve moral gücü en az beden sağlığı ve sahip olacağı modern silahlar kadar önemlidir. İnanan ve manen güçlü olan insan elbette daha kuvvetli olacaktır.