Resimdeki aletin adı "teber"dir. Bu bir tür baltadır. Teber aslında bir savaş aletidir. Diriliş Ertuğrul dizisindeki Turgut Alp'in bu savaş baltasını başarıyla kullandığını sık sık gördük.
Gezginci dervişlerin taşıdığı, kesecek kısmı yarım ay şeklinde uzun saplı küçük hafif baltaya da teber denir. Demir veya ağaç çubuk üzerine takılmış, bir tarafı ay şeklinde, öbür tarafı sivri yahut iki tarafı da ay şeklinde bir silahtır. Buna göre "Bir yüzlü" veya "ikiyüzlü teber" tabir edilir. Askerlikte "teberdar" denilen güçlü kuvvetli erler, ordunun önünden giderek, yürüyüşe engel olan şeyleri ortadan kaldırmak suretiyle gelen askerlere yol açarlardı.
Bizim kültürümüzde iki türlü savaş vardır. İlki cephede düşmanla savaştır. İkincisi ise insanın kendi nefsiyle yani öfkesi, kini, ihtirasları, kibri kısaca şişkin egosuyla savaşıdır. Birinci savaşa "cihat ve gaza" ikincisine "mücahede" denir.
İKİ TÜR SAVAŞÇI
Teberin bu iki tür savaşçı tarafında kullanıldığı görülür. Yeniçeri askerleri muharebe ve savunma silahı olarak teber kullanırdı. Nefisle savaşı hedefleyen gezginci dervişler de teber taşırdı. Onların amacı yolculukta yırtıcı hayvanlardan ve yol kesicilerden korunmaktı. Dervişlikte "teber" seyahat işaretiydi. Seher Abdal şöyle der: Gene seyyah oluben destime aldım teberi / Gene ben azm-i diyar etmeye kıldım seferi."
Teber, sancak, nefir vb. eşyanın hem askerlikte, hem de dervişlerce kullanılması, Anadolu'daki ilk derviş gruplarının aynı zamanda fetihlerde fiilen görev almış muharip zümreler olmasının bir sonucu sayılır.
Dervişlikte asıl amaç nefsini kontrol altında tutmak, özüne hakim olmaktır. Rıza Tevfik bu gerçeğe işaret eder: "Dervişlik özüne hakim olmaktır / Esir-i nefs olan derviş değildir / Aşkı rehber edip Hakk'ı bulmaktır / Keşkül, teber, asa, tığ, şiş değildir."
Son dizede yer alan "Keşkül, teber, asa, tığ, şiş" bir bakıma dervişlerin aksesuvarı idi. Ama bunların taşıdığı bir anlam da vardı. İşte Rıza Tevfik, bu anlamın farkında olmayan, bu tür malzemeyi sırf "aksesuvar" yani şekilden ibaret birer eşya gibi gören dervişleri eleştirir. Teber ve benzeri tekke malzemelerini bugün müzelerde ve aslını koruyan bazı özel dergahlarda görmek mümkündür.
YA HAFIZ NE DEMEK?
Resimdeki teberde güzel bir sülüs hatla "Ya Hafız" yazmaktadır. Bu Esma-i Hüsna yani Allah'ın güzel isimlerinden biridir. Burada "Hafız" koruyan, hiçbir şeyin kaybolmaması ve ihmal edilmemesi için gerekli tedbirleri alan demektir.
Allah'ın isimlerinden biri olan "Hafız" veya "Hafıyz", gerek din gerekse dünya konularında kulunu tehlikelerden koruyan anlamı taşır.
Savaş aleti olan teber üzerine "Ya Hafız" yazmanın arka planındaki düşünce nedir acaba? Yolculuklar, birisiyle vuruşmak bir takım tehlikelerle doludur. Bir savaşçı veya bir derviş elinden gelen her tedbiri alarak bu tehlikelere karşı kendini korumaya çalışır. Buna ilave olarak inandığı Allah'tan, kendini koruması için yardım talebinde bulunur.
"Ya Hafız!" Ey koruyucu olan Rabbim, beni koru, diye niyazda bulunur. İnanarak söylediği ve içinden geçirdiği bu sözü, şekil olarak da teberinde taşıyarak bu inancını pekiştirmiş olur.