Geçen hafta 20 yaşında temiz yüzlü gencecik bir Tıp Fakültesi öğrencisi canına kıydı. Olay hepimizin içini acıttı. Yunus Emre'nin diliyle "Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm/ Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi" diyerek yanıp yakıldık. Her gün benzeri ölümler duyulur ve unutulur. Bu son hadiseyi trajik kılan Enes Kara'nın, yüzbinler tarafından seyredilen bir video kaydı bırakmasıdır.
Önce bu masum yüzlü gencimize rahmet diliyorum. Videonun ilk bölümünde içinde bulunduğu karamsar ve ümitsiz ruh halini anlatıyor. Daha sonra bu duruma sebep olarak gösterdiği öğrenci evinin ağır şartlarını, özellikle ailesinin baskısını dile getiriyor. Ben ilk bölüm üzerinde duracağım. Şöyle diyor:
"Artık hayata devam etme istemiyorum. Gelecek kaygısı, ne yapacağımı bilememe. Tıp okuyorum. (Bu günlerde) iki sınava girdim, elimden geldiğince çalıştım. 25 civarında bir not aldım. Geçmek için 60'ın üstünde olmak gerekiyor."
Ruhu yaralı Enes'te müthiş bir gelecek endişesi var, diyor ki: "Asistan doktorlardan kimle konuşsam, ayrıca sosyal medyada gördüklerim var; herkes doktorluktan kaçmaya çalışıyor, hiç kimse doktor olmayı tavsiye etmiyor. 36 saat süren nöbetler var, mobing var. Hasta tarafından şiddet görme ihtimaliniz var, köle gibi çalıştırılıyorsunuz, özellikle asistan doktor olduğunuz zaman. Böyle bir gelecek istemiyorum."
Gencimiz Tıp tahsilini sevmemiş. Tıbbı bırakıp mühendislik için sınava girmeyi düşünmüşse de bunu yapacak güç bulamamış. Bu ümitsiz durumu genelleştirir; gençlerin çoğunda işsiz kalmak, geçinememe yarın ne olacakları bilmeme korkusu olduğunu söyler.
TIP TAHSİLİ ZORDUR
İçine kapanık yaratılışlı olan gencimizin, bir de aile baskısı eklenince kişilik ve cesaret kaybına uğradığı görülüyor. Benzeri yurtlarda kalıp da iyi kötü şartlara katlanan veya orayı terk eden pek çok örnek vardır. Enes bu cesareti gösterememiş.
Tıp tahsili ve doktor asistanlık hakkında söylediği çok olumsuz beyanlarla ilgili birkaç hekim ve asistan doktorla görüştüm. Bu tahsilin ve mesleğin zorluğunu, söylenenlerde doğruluk payının yüksek olduğunu belirttiler. Ama herkes bunları bilerek ve göze alarak Tıbba gidiyor. Tıp üst sıralarda tercih edilen bir bölümdür.
Tıp tahsili ve hekimliğin zorluğuna nasıl katlanılır? Birkaç yolu var; ilki inanç ve maneviyat sahibi olmak. Enes onu kaybetmiş, "3 yıldır müslüman değilim" diyor. İkincisi meslekteki başarı hırsı, iş garantisi, sosyal statü ve maddi kazanç denebilir. Delikanlımız yaşama şevkini yitirdiği için bu gibi konular onu motive etmiyor.
MADDE ODAKLI SEKÜLER KÜLTÜR
Bir başka önemli konu: Batı'da da tahsil sırasında intihar edenler çoktur. Bunun sebebi seküler ve modern kültürün dayattığı ne pahasına olursa olsun başarı ve daha çok kazanç hırsıdır. Burada iyi bir çizgi yakalamayanlar suçluluk ve ümitsizlik duygusuna kapılıp bunalıma düşüyorlar, bazıarı da intihar ediyor.
Ne yazık ki bu maddeci, seküler modern kültür geniş çapta ülkemizi de etkisi altına almıştır. Gençlerimizdeki karamsarlığın ve beyin göçünün başlıca sebebi bu durumdur.