Her defasında olduğu gibi bu son bayramda da Denizli ve İstanbul'daki oğullarım geldiler.
Torunlar ve gelinlerle mutlu, mesut bir bayram yaşamaya başladık. Bayramın ikinci günü eşim (73) bir baygınlık geçirince ambulansla hemen Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Acil'e götürüldü. Birkaç saat orada kaldı. Çeşitli tetkikler yapıldı.
Şükür bir şeyi yokmuş eve döndü. Bu arada COVİD-19 testi yapılmış.
Geceye doğru Sağlık Bakanlığı'ndan telefon geldi. Testiniz pozitif çıktı, korona olmuşsunuz, odanızı ayırın, şunlara şunlara dikkat edin şeklinde tavsiyeler yapıldı. Evde çocuklar dahil 11 kişi varız.
Haliyle telaşa kapıldık. Ertesi gün, büyük oğlum, eşi ve üç çocuğuyla birlikte sabah erkenden ayrılmak zorunda kaldı.
İki gün sonra benim boğazım ağrımaya başlayınca hastaneye gidip test yaptırdım.
Yaşım 80, "e-nabız"dan sonuca bakıyorum, gece 24'e doğru belli oldu:
"Covid-19 pozitif".
Denizli'de aile dostumuz Dr. Kayıhan Kara'yı aradım. Kendisi iki yıllık korona salgını sırasında ilgili birimde hasta tedavi etti, bu konuları iyi bilir. Özetle "iki saatte bir ateşimin ölçülmesini, altı saatte bir Parol içmemi, ayrıca soluk alıp vermem çok hızlanırsa, yatarken boğulma hissi duyarsam ve ateşim bir türlü düşmezse mutlaka haber vermemi" istedi. İlk günlerde gece biraz ateşim yükseldiyse de hamdolsun tamamen iyileştim sayılır.
BİZE NE SENİN HASTALIĞINDAN
Diyeceksiniz ki sizin hastalığınızdan bize ne, her gün binlerce kişi korona olup duruyor. Haklısınız. Ama yazının amacı bundan sonraki bölümde.
Geçtiğimiz iki sene boyunca ülkemiz ve insanımız bu salgından büyük zarar gördü, çok sıkıntı yaşadık. Kısıtlamalar gündelik hayatı felç etti. Devletimiz milyonlarca dolar aşı parası ödedi.
Hekimlerimiz, hastanelerimiz büyük fedakârlık gösterdi. İki yılın sonunda yavaş yavaş normalleşme başladı.
Ama çektiklerimizi çabuk unuttuk. Sonraki aşılarımızı ihmal ettik. Virüs kılık değiştirerek yaygınlaşmaya başladı.
Bereket bu defa öldürücü değil.
SON AŞI ÇAĞRISINA UYMADIM
Şimdi kendi kabahatimi itiraf ediyorum.
Aşı karşıtlarından değilim. Eşimle birlikte iki Sinovac iki Biontech aşısı olduk. Geçtiğimiz Nisan ayında Sağlık Bakanlığı'ndan hatırlatma mesajı geldi.
Koruyucu olarak tekrar aşı olmaya çağırıyordu. Gidecek ve bu defa Türkovac aşısı yaptıracaktım. Fakat ne olduysa ihmal ettim. Ha bugün ha yarın derken beşinci aşıyı yaptıramadık.
Doktor Kayıhan Kara'ya sordum, "son aşıyı olsaydınız yüzde 60 ihtimalle kovid olmazdınız" dedi.
Böylece bayramımız olumsuz geçmez, çocuklarımız mutsuz olmazdı. Ben de bu arada bekleyen kitapları okuyabildirdim.
Gerçi en doğrusunu Allah bilir. Ne olur siz de aşılarınızı ihmal etmeyin. "Son aşıyı yaptırsaydım Korona olmayabilirdim" şeklindeki görüşümün teolojik/dinî tartışmasını bir sonraki yazıya bırakalım.