Mevlana ve Mevlevilik Türk edebiyatında bir okuldur. Tarih boyunca bu okuldan Şeyh Galip ve benzeri pek çok şair ve sufi yetişmiştir.
Bunlardan birisi de Arif Nihat Asya'dır.
Bayrak ve hamaset şairi Arif Nihat Asya (1904-1975) aynı zamanda çağımızda bir Mevlevi olarak bilinir. "Kubbe-i Hadra" adlı eseri tamamen Hz. Mevlana ve Mevlevilik temasını işler. Bunun dışında pek çok şiirinde Mevlana'yı anlatmıştır.
Birçok şair Hz. Pir ile ilgili şiir yazmasına rağmen, Mevlana düşüncesini ne kadar içselleştirdikleri bilinemez. Arif Nihat Asya ise onu bütün benliğinde hisseden ve yaşayan biridir. Bu konudaki şiirleri, her türlü gösterişten uzak ve bütünüyle samimi olduğundan has ve sahici şiirlerdir.
MEVLEVİ DERVİŞİ
Arif Nihad Üsküdar Mevlevihanesi'nin son şeyhi Ahmet Remzi Akyürek'e (1872-1944) intisap etmiştir. O, aradığı gerçek huzuru Mevlevilikte buldu.
Hz.Mevlana'ya yürekten bağlandı.
Mevlevi büyüklerini de saygı ve sevgiyle andı, onlara şiirlerinde yer verdi. Onun şu dörtlüğü Mevlana'ya duyduğu derin sevgiyi gösterir:
"Malumumuz olmayan muradınca göğün / Sizlerle helalleşmeye sıram geldiği gün / Ey sevgili dostlar, beni Mevlana'nın / Ariflere giydirdiği hil'atla gömün!
Şairimizin şu şiiri ne kadar hareketli ve kıvraktır. Kelimeler adeta sema eden dervişler gibi raks etmektedir:
KONYA MEVLANA DEMEK
Her etek tennuredir
Her satır bir suredir
Her eda mana demek
Konya Mevlana demek.
Gel ki yollar boş değil
Her nefes ney, her yeşil
Kubbe-i Hadra demek
Konya Mevlana demek.
Türk, alırken Asya'yı
Mevleviler Konya'yı
Etmiş istila demek
Konya Mevlana demek.
Burda yer gök ihtizaz
Burda boş dönmez niyaz
Burda yoktur "la!" demek
Konya Mevlana demek.
Kar döner, rüzgar döner
Yol döner yollar döner
Yok bir istisna demek
Konya Mevlana demek.