Son günlerde şaşırtıcı olaylara şahit olduk. Toplumun ön saflarında yer almış, gençlerin idol olarak benimsediği varlıklı bir takım insanlar, kısa zamanda ve daha çok kazanmak hırsıyla birilerine verdikleri milyon dolarlarını kaybettiler. Paracıklarına mı yansınlar, enayi yerine konduklarına mı üzülsünler, uğradıkları itibar kaybına mı hayıflansınlar.
Kaybettikleri paraları çalışarak, alın teriyle kazanmışlardı, helalü hoş olsun. Ama burada da bir dengesizlik yok mu? Her alana el atmış olan vahşi kapitalizm, futbolu bir spor olmaktan çıkarıp ölçüsüz kazanç kapısı haline soktu. Başarılı bir spor adamı emeğinin karşılığını almalı elbette. Ama ortada dönen astronomik rakamlar çok insanımızın ağzını sulandıran, hatta kıskandıran boyutlara ulaştı. Üzerinde başkasının gözü olan paradan hayır gelmez.
MİRAS KAVGALARI
Aynı hırs ve tamahkarlık duygusunun yol açtığı tahribatttan biri de varlıklı kimselerin miras kavgalarında görülür. Ölen kimsenin çocukları, yakınları mirastan daha çok pay alabilmek için neredeyse meydan savaşına giriyorlar. Senelerce süren mahkemeler, yagıyı meşgul etmeler, hukuk oyunları ve sonunda insanın sefaletini gösteren manzaralar. Bu tür miras anlaşmazlıkları bazan da kişi sağken oluyor ve o kimsenin itibar kaybına yol açıyor.
AÇGÖZLÜLÜK SAPLANTISI
2021 senesinde aynı başlığı taşıyan bir yazı yazmışım. Onun için "Çağımızın Hastalığı Açgözlülük-2" dedim. İfadeyi sonradan müslüman olan ve "Kur'an Mesajı" adlı tefsirli bir Kur'an Meali yazan Muhammed Esed'den ödünç aldım.
Esed Tekasür suresinin ilk ayeti olan "elhakümü't-tekasür"ü "Bir açgözlülük saplantısı içindesiniz" diye çevirir. Gerçekten günümüzde insanlar gözü doymaz bir şekilde madde ve zenginlik peşinde koşmakta. Esed ayetin tefsir kısmında şunları söyler: "Tekasür" terimi, 'çoğaltmak için ihtirasla çırpınma', yani taşınır veya taşınmaz, gerçek veya hayali kazançları arttırma ihtirası anlamına gelir.
Yaratılışımızdan getirdiğimiz bir takım hırslarımız ve tamahkarlıklarımız vardır. Makul seviyede kalırsa bunların bir zararı olmaz. Ama sınırı aştığı zaman birçok felakete yol açar. Vahşi kapitalizm ve global sermaye insanların bu zaafını alabildiğine sömürmektedir. Sonunda doyumsuz ve mutsuz bir insan tipi ortaya çıkmıştır.
HASTALIK GENEL
Örnekleri verirken amacım belli kimseleri hedef tahtası yapmak ve eleştirmek değil. Hepimizde az çok var olan, çağımızın genel bir hastalığına dokunmak istiyorum. Aşırı ihtirasları, tamahkalıkları sebebiyle insanlar, daha çok konfor, daha fazla maddi servet istemekte. Bu çabalar, başka her şeyi dışlayacak şekilde aşırı bir tutku ve ihtirasla sürdürülmektedir. Sonunda insan her türlü ruhi zenginlikten, manevi ve ahlaki değerlerden mahrum kalıyor. Böylece sadece bireyler değil, bütün bir toplum iç tutarlılığını ve dengesini kaybedip huzursuz oluyor.
Muhammed Esed ayrıca şu açıklamaları yapar: Tamahkarlık, açgözlülük her devirde vardı. Ama tamah ve açgözlülük başka hiçbir çağda bugün olduğu kadar ciğer sökücü bir hırs halinde kendini açığa vurmamıştı. Adeta insanların boyunlarına binmiş bir ifrit gibi kamçısını tam yüreklerinin başına indiriyor. Onları uzaklardaki yalancı hedeflere doğru sürüklüyor.