Bugün bir söyleşi kitabından söz edeceğim. Üst başlığı şöyle: "İslam Tarihçiliğine Adanan Altın Bir Ömür." Kitabın adı: Prof. Dr. Mustafa Fayda. Arka kapaktan iki cümle:
"İslam Tarihi alanında asrımızda yetişmiş büyük ilim adamlarından biri de Prof. Mustafa Fayda'dır. Mustafa Fayda İslam tarihine vukufiyeti ve yakın tarihe şahitliği açısından bilhassa gençlerin mutlaka tanıması gereken bir şahsiyettir."
Mustafa Fayda Konya İmam-Hatip Okulu'ndan benin sıra arkadaşımdır. Çalışkan, duygulu, vatan, millet, din, iman, Kur'an ve Hz. Peygamber sevgisiyle dopdolu olan iyi bir ilim adamı ve sosyal bilimcidir. Alanında 25'ten fazla doktora öğrencisi yetiştirdi, bunlardan çoğu halen üniversitelerde hocalık yapmaktadır. Bu öğrencilerinden Prof. Eyüp Baş ve Fatih Erkoçoğlu, Fayda Hoca'yla uzun bir nehir söyleşi yapmışlar ve kitap olarak yayımladılar. (Türkiye Diyanet Vakfı yayını, Aralık, 2023) Kitaptan bazı bölümler görelim:
ANADOLU MÜSLÜMANLIĞI
Hocamız halk Müslümanlığına ve bu anlayışa dair kitaplara değer verir, buna "koca karı Müslümanlığı" diyor. Şöyle söyler:
Muhammediye ve benzeri kitapların okunması nerdeyse yasaklandı yanlış kader anlayışına yol açıyor dendi. 70 senedir okunmuyor. Ne düzeldi peki.,.
Konya'daki esnaf, zengin olmuş ihracat yapıyor. Bunlar halk Müslümanıdır. Dil bilen fakülte mezununu yanına memur olarak almış, sonra kendisi de çat pat öğrenmiş, ayakkabı tüccarlığı yapıyor. Çin'e kadar gidiyor. Ama Anadolu İslam'ını ruhunda taşıyor. Hamdolsun, kocakarı Müslümanlığını devam ettiriyor. Herkesin beğendiği kocakarı Müslümanlığı bizim ilahiyat hocalarının gözüne çok battı. Bu hocalara "Getirin siz yerine daha iyisini koyun da görelim kaleminiz var, kağıdınız var, sözünüz var." diyorum. Önce bir muvaffak olun da kocakarı Müslümanlığı ile sonra mücadele edin. Bana göre bizim enerjimiz olan dine düşman kesilen, cephe alan, ilgisi dışında bırakan üç çeşit aydınımız var. Bu üç çeşidi kazanmak için emek çekmeleri gerekiyor. Niçin tutup Ahmediyye, Muhammediyye okuyanları hırpalıyorsunuz. Camimize bir avuç adam gelip dinliyor, mevlid okuyoruz. Size hiç kimse "Mevlid oku!" dedi mi? Ben anama babama bir defa mevlid okuttum. Bir daha da okutamıyorum, kimse zorlamıyor ki bunun için.
SÖMÜRGECİ OLMADIK
Altı yüz seneye yakın Rumeli'de azınlıkları idare etmiş olan Osmanlı Devleti'nin Fransız ihtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik cereyanı üzerine arkadan vurularak ihanete uğraması gösteriyor ki yönettiğimiz milletlerin hiçbirinin dinine, kültürüne, hayat anlayışlarına müdahale etmemişiz. Yani biz sömürgeci olmamışız. Zorla herkes Türkçe öğrenecek veya Müslüman olacak dememişiz. İşte bu fark, Müslümanların değil, yüce Allah'ın müsamahakarlığıdır.
Allah, Müslümanlara başka din mensuplarına müsamahakar davranmalarını emretmiştir.Türk tarihçileri, "Fatih büyük bir hümanistti, gayrımüslimlerin din adamlarını ve ibadet yerlerini kendilerine teslim etti." diyorlar. Bu doğrudur fakat bu müsamahakarlık Allah'a aittir. "Fatih iyi birer Müslüman olduğu böyle davranmıştır" dememiz gerekir. Bunu da İslam tarihinin fütuhatıyla uğraşan bir hoca olarak ısrarla söylüyorum.
NOT: Konunun devamını (mehmetdemirci.org) sitesinde yazdım.