Cesur ve idealist bir Türk kadını: Ayçin Kantoğlu - 1
Bir asrı geçen zamandır eskiden vatanımızın bir parçası olan Filistin'de bir insanlık dramı yaşanıyor. Bir ur gibi bu topraklara yerleştirilen İsrail devleti bütün Filistin'i işgal etmek için durmadan ilerliyor. En son 7 Ekim 2023'teki bir Hamas baskınını bahane ederek, göçmen Filistinlilerin yaşadığı Gazze şeridini işgale başladı. Burada yaşayan birkaç milyon Filistinliyi yok etmek üzere her türlü zulmü işliyor. Bu katliama Türkiye dışında ciddi tepki koyan yok. ABD ve Avrupa İsrail'e her türlü desteği veriyor.
Senelerdir süren bu katliam ve zulümlere millet olarak biz de neredeyse kanıksadık. Toplu ve etkili bir karşı tavır sergilediğimiz söylenmez. Bu arada Gazze'de masum çocukların ve kadınların gaddarca öldürülmesi karşısında bir Hanımefendinin sesi yükseldi. İlk günlerde birkaç panelde konuşması oldu. İrticalen yaptığı etkili konuşmalarda adeta insanımızı sarstı, silkeledi, kendine gelmesine yol açtı. Güzel bir Türkçe ve iyi bir ses tonuyla, bu mazlum halka reva görülen zulmü haykırarak dile getirdi.
HER YERDE ANLATTI
Yüz çizgilerinde ve simasında Filistinli çocuk ve kadınların çektiği acıların izleri görülen bu hanımefendinin adı Ayçin Kantoğlu'dur. 50 yaşında aydın bir Türk kadınıdır. Eski İtalyan ve Latin edebiyatına vakıftır, Dante'nin İlahi Komedya'sını akıcı bir Türkçe ile dilimize çevirmiştir.
Ayçin Kantoğlu Filistin'de çekilen acıları ta içinden hissettiği için konuşmaları tesirli olmaktadır. Kıymeti hemen anlaşılmış, konuşma yapmak üzere Türkiye'nin her tarafına davet edilmiştir. O da her çağrılan yere gitmiş; üniversitelerimizde, salonlarda, meydanlarda, birçok yerde konuşmuştur. Bunların videoları Youtube'da vardır.
Bu cümleden olarak Türk Kültür ve Sanat Derneği kendisini İzmir'e davet etti. 9 Kasım cumartesi günü Dernek binasında gene Filistin'i anlattı. Dinleyenlerin hepsi gibi ben de çok etkilendim. Youtub'da da bulabileceğiniz bu konuşmayı deşifre ettim. (Ayçin Kantoğlu ile Söyleşi - YouTube). Bir yazı dizisi halinde hafta 3 gün sunmak istiyorum. Buyurun, başlayalım:
GAZZE'DEN BİZE NE Mİ?
Bir seneyi devirdik 400 günü aştık, yanıbaşımızda bir soykırım tüm hızıyla devam ediyor. Bizler konuşuyoruz, konuşuyoruz. Artık söyleneceklerin de sonuna geldik. Olanı durdurmak mümkün olmuyor. Biz burada konuşurken çocuklar ölmeye devam ediyor. Bu durum her türlü tahammülü aşmış bir haldir. Hiçbirimiz bunun vebalinden kendimizi kurtaramayacağız. Burada birçok mazeret söylemek mümkün. Hala toplumumuzun belirli bir kesiminde Gazze ile bir ünsiyet kurulamıyor. Üzerimizde bunun getirdiği keder de var. Bu vaziyet hakkında insanı çok üzen sözler dolaşır: "Ölen Arab'ın çocuğu. Onların kendi aralarındaki bir meseleden bize ne! Gazze ile bizim ne ilgimiz var?"
Siyonist kara propagandanın da etkisini bize hissettirdiğini görüyoruz. Farklı farklı ağızlardan; "onlar bize şöyle yaptı, zamanında bize ihanet etti, kıymetimiz bilinmedi" kabilinden ifadelerle karşılaşırız. Bu ve benzeri propaganda dünyanın her tarafında yürütülüyor. Sadece Türkiye'de değil.
FİLİSTİNLİ KİMDİR?
Ayçin Kantoğlu devam eder: Bir Filistinli tanımı var, kim olduğu belli değil. Arap desen değiller, Türk desen değiller, Kürt desen değiller, Acem desen değiller… Dünyanın geri kalanından adeta soyutlanmış, dünyanın geri kalanın hiç ünsiyet kurmaması telkin edilmiş insanlar. Bana göre zarif, rafine son derece dindar, son derece vatan sever ve son derece fedakar bir topluluk. Büyük bir zulme uğruyor. Herhalde dünya tarihinde 7/24 her anı kaydedilen bir soykırım karşısındayız. Buna rağmen Filistinliler kendilerinin katledildiğini ispat etmeye mecburlar. Çünkü oraya bakan egemen güçler orada bir soykırım görmediklerini söylüyorlar. En son bu beyanı Almanya'dan duyduk. Bir yetili dedi ki: "Biz bakıyoruz orada bir soykırım görmüyoruz.." Devam edecek
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.