İzmir Değişim Merkezi kurulmalı
Tarih boyunca her salgın hastalık, değişime neden oldu. Covid 19'dan günümüzde hayatını kaybedenlerden çok daha fazlası hem de kat kat fazlası bu salgınlarda yaşamını yitirdi. Sonrasında yaşamın her kademesinde A'dan Z'ye değişim oldu.
En basit örneği anlatayım. 1350'lerde Avrupa'yı etkisi altına alan veba, milyonların ölümüyle sonuçlandı.
Salgın sonrasında bundan en çok etkilenen ülkeler büyüdü. Çünkü toprak sahipleri, çalıştıracak işçi bulamadı ve işçi, toprak sahibiyle pazarlık gücüne kavuştu. Feodal sistem yıkıldı gitti.
Ticaret yükselişe geçti. Toprak sahipleri işçi maliyetini düşürmek için teknolojiye yatırım yaptı, teknoloji gelişti. Peşinden sanayileşme geldi. O tarihlere kadar tehlikeli, akıl almaz veya başka nedenlerle gerçekleşmeyen deniz yolculukları yani keşifler, yine salgınların sonucuydu.
Çünkü insanoğlu, yeni yerler arama peşine düştü. Sömürgecilik dünyanın bir ucundan diğerine yayıldı.
KALICI DEĞIŞİMLER
Covid 19, önceki salgınlar gibi yüksek can kayıplarına henüz neden olmadı. Ama toplumsal yaşama etkisi, önceki salgınlardan çok daha yüksek.
Ne deli dana, ne kuş gribi, ne AIDS, ne de bir başka salgında bu etkiyi görmedik. Bunun bir kaç nedeni var.
En önemlisi bugün dünyanın sahip olduğu mega iletişim gücü. İletişim nedeniyle her saniye nerede ne olup bittiğinden haberdarız, bu sayede devletlerin aldığı önlemleri, uyulması gereken kuralları hepsini anında öğreniyoruz.
İletişim sayesinde tüm bunları hayatımıza uyarlamaya, aslında hayatımızı uyarlamaya çalışıyoruz. Kendimizde, yaşam şeklimizde değişimlere gidiyoruz. Birçoğumuz bunların geçici değişimler olduğunu sanıyor olabilir ancak durum öyle değil. Çünkü tarihte yer alan birçok örnek gibi toplumsal yaşama bu kadar etki eden salgınlar, değişime neden oluyor.
ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
Dijital bir dünyada yaşamanın avantajına sahibiz. Dolayısıyla bu salgının getireceği değişim hızlı olacak. Ayak uyduran öne çıkacak, uyduramayan için maalesef iyi şeyler olmayacak. İyimser tabloya bakalım, Temmuz ayında salgının sona erdiğini düşünün. Sanıyor musunuz, her şey eskisi gibi olacak. AVM'ler tıka basa dolacak, toplu taşımada sıkış tepiş yolculuk olacak. Konserler, stadyumlar, dev sinema salonları, diş muayenesi, göz muayenesi, ne bileyim en basiti ortak kullanılan tuvaletler, komşu ziyaretleri aklınıza gelen ne varsa bunlar yine eskisi gibi mi olacak
HAYAT DIJITALLESECEK
Kiminde yavaş, kiminde küçük, bazısında büyük ve hızlı değişimler olacak. Çünkü neyi yanlış yaptığımızı sorgulayıp, hastalıktan ve henüz öngöremediğimiz bir başka hastalıktan korunacak şekilde tüm bunlarda değişimler olacak. Kimine göre hayat daha dijitalleşecek, çalışma şekilleri değişecek. Kimine göre mimariden, ki daha yaşanabilir konutlara ihtiyaç olduğu kesin, tarıma kadar aklınıza ne gelirse her şeyde değişim olacak. Bunu bize süreç gösterecek. İşte böyle bir değişimden İzmir de payını düşeni alacak. İyi yönetilmeyen bir değişim hayatı kabusa da çevirebilir. Bu yüzden İzmir'in değişiminde toplumla köprüyü oluşturacak bir sistemin de devreye alınması gerekiyor. Kentsel değişim hepimizi ilgilendiren bir konu. İçinde toplumun her temsilcisinden akil insanların olduğu bir kurul şimdiden planlanmalı. Daha salgın devam ediyor çaresi bulunmadı sen değişim diyorsun eleştirisi olabilir. Çare er ya da geç bulunacak, insanoğlu hayatını sürdürecek. Değişim öyle bir şeydir ki dışında kalanı yok eder. Bu da eleştiriye yanıtım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.