Azıcık eğri oturalım
Eğri oturalım, doğru konuşalım.
Güzel söz. Severim. Bir atasözü.
Yani atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, öğüt olarak ifade eden bir söz.
Tersten bakarsak, bu sözün doğması için çok da eğri oturmadığımız anlamı çıkar.
Tecrübe zaten budur.
Hepimizi sevindiren bir gelişme yaşandı.
BioNTech ve Pfizer, Covid-19'a karşı yüzde 90 başarı sağlayan ilacın bulunduğunu duyurdu.
BioNTech'in kurucuları Prof. Dr.
Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türec çifti olunca, yani Türk oldukları bilinince şöyle bir gururlandık. Aşıyı da biz bulduk havası çıktı.
Şahin ve Türec çifti Almanya'nın en zengin 93'üncü çifti.
19 yıl önce kurdukları Ganymed'i, Japon şirket Astellas'a 1.4 milyar Euro'ya satmışlardı.
60'tan fazla ülkeden bin 800'ün üzerinde çalışanı olan BioNTech'in pazar değeri ise 21 milyar doları aştı.
GURUR DUYMADAN ÖNCE
İşe bisikletle gitmeleri, alçak gönüllü olmaları, kendilerini bilime adamalarından gururla bahsettik.
Pfizer'in Yunan Ceo'su Albert Bourla da olunca Türk-Yunan dostluğuna bile dem vurduk.
Ama azıcık da eğri oturalım.
İş gurur duymak ise şunları da bilmekte fayda var.
İkisi de gurbetçi.
Ona sözüm yok.
Almanya Eğitim, Bilim ve Araştırma Bakanlığı BioNTech'e 12 yıl önce henüz yeni kurulduğunda maddi destekte bulunduğu gibi, en son olarak da Covid-19 aşısı bulunsun diye 375 milyon Euro daha destek verdi.
Alman devletinin aşı bulunsun diye yardım ettiği tek kurum BioNTech değil.
Tübingen'deki Curevac'a 253 milyon Euro, Dessau'daki IDT Biologika'ya 114 milyon Euro verdi.
BioNTech'e yatırım yapan da sadece Alman devleti değil.
Bill ve Melinda Gates Fon'u da HIV ve tüberküloz alanında aşı çalışmaları için şirkete 50 milyon Euro ile destek oldu. Sonrasında bunu artırdı.
Yani oturduğumuz yerden çok da gurur duymayalım. Türk oldukları doğru ama onlar bu başarıya Almanya'da bilime verilen önem, Almanya'da aldıkları eğitim, Almanya'da bilim kuruluşlarına ayrılan bütçe ile ulaştılar. Türkiye, bilime önem vermiyor, eğitim kalitesiz, bütçe ayrılmıyor eleştirisi yapmıyorum.
Ama eldeki imkanları da hepimiz biliyoruz.
Ekonomik ve sosyal açıdan güçlü bir ülke olmak zorundayız. Ayrıca özgürlükçü olmak zorundayız.
Kadına değer vermek zorundayız.
Avrupa değerleri denilen şeyleri bilmek zorundayız. Aynı şekilde kendi değerlerimize de sahip çıkmalıyız.
Yanlışlarımızı bilmek, düzeltmek zorundayız. Yoksa sadece gurur duyarız. Kuru gurur. Üstelik bizim gurur duyduğumuz konuyu tüm dünya farklı bilirken.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.