Bize yumruğunu masaya vuracak kadınlar lazım...
Güçlü kadınlar...
Hayatın tam içine bodozlama dalacak...
Korkmayacak, yılmayacak...
Yol açacak...
Kendi yolundan ilerlerken, arkasından gelenlere destek verecek...
Önüne çıkan engelleri geçebilecek kadınlar...
Kolay mı?
Değil...
Ataerkil bir toplumda, "kadının yöneticiliğine" tahammül edemeyen zihniyetle mücadele edebilecek...
O zor merdivenleri yüksek topuklu ayakkabıları ile çıkacak kadınlar...
Ama hayır!
Bunu "erkeksileşerek" yapmayacak...
Gerek siyasete giren, gerekse iş hayatına atılan ama "erkek" gibi görünen kadınların seçimi doğru değil...
Böyle yaparak, arkalarından gelen kadınlara yol falan açmıyorlar...
Onlar sadece, erkek dünyasının içindeki renklere uyum sağlamaya çalışıyor.
Hayır...
Kadın, "kadın" gibi olacak...
Makyajı, fönlü saçları, canı isterse döpiyesi, isterse tek parça elbisesi ve bastığı yerden ses getiren topuk sesleri ile ilerleyecek o iş hayatında...
Zor mu?
Hem de çok...
Başarılabilir mi?
İşte kanıtı...
Bakın bir fotoğraf karesi...
Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı'nın evsahipliğinde düzenlenen "Dünya Kadınlar Günü Buluşması" karşınızda...
Bakın o kadınlara...
İşkadınlarından gazetecilere, siyasetçilerden sanatçılara kadar İzmir iş dünyasına isimlerini yazdırdılar...
Hani o "ünlü cam tavana" çarpmış ve çarpıp kırıp geçmiş kadınlar...
Peki kadınlar bir ülkeyi değiştirebilir mi?
Cevap basit...
Değiştirir...
Hem de tepeden tırnağa...
Başarabilmek için, desteğe falan ihtiyacı yok kadınların...
Önlerine engel çıkarılmasın yeter...
Kimse okumalarının önünde engel olmasın...
Hala Doğu'da verilen "kız çocuğu" okutulmamalı yargısı yerle bir edilsin...
Üniversiteye hazırlanırken kimse onlara hangi bölümü seçeceğini söylemesin.
İşe girerken, "elinin yüzünün" güzelliğine değil, zekasına, yeteneğine bakılsın...
O gün biraz dikkat çekici elbise giyse, hemen dedikodu kazanları kaynamasın...
O zorlu yolları geçip, yönetici olduklarında bakışlar değişmesin...
Bir erkeğin zoruna gitmesin o kadının yöneticiliği...
Binlerce kadının başında erkek yöneticiler çalışırken, bir kadının yöneticiliği, sorun olarak algılanmasın.
Sözün özü...
Rahat bırakın, engel çıkarmayın; kadınlar önce kendilerini sonra da dünyayı değiştirsin...
Çünkü güçlü olmak her kadının içinde, istese bile değiştiremeyeceği bir özelliktir...
Öyle olmasaydı o fotoğraftaki hiçbir kadın bugünlere gelemezdi...
Belki hepimiz geçemedik daha dikenli yollardan...
Bazılarının karşısına hala başlık parası, dayak, şiddet çıkıyor...
Yine de ilerliyor, yürüyoruz...
Yollar, caddeler açıyoruz...
Bir gün bütün kadınlar, iş hayatının yollarına çıkabilirlerse,
daha güçlü bir Türkiye'ye yürüyecekler.