Evet bir cumartesi günü biz yine gündemi bırakıp, kadınlar ve erkeklerin bitmek bilmeyen "çelişkili" dünyasına giriyor muyuz?
Peki o halde, bugün hemcinslerimden yanayım...
Neden mi?
Çünkü bugün pek çok çift, "sen beni sevmiyor musun" tartışmalarıyla tatil gününü zehir edecek...
Ben de istiyorum ki, bugün erkekler, "anlamasalar" bile, kadınları "anlamaya" çalışsınlar!
(Bu cümle de anlaşılmadı eminim ya neyse!)
Erkek, kendi dünyasında, "tek programı" geliştirmeye dayalı bir sistemde rahattır. (Tek programı yanlış anlamayalım, hayatı demek istiyorum.) Kadın dünyası ise anlaşılmaya çok elverişli değildir!
Kadın, bitmek bilmeyen "programlar"la kendini oradan oraya sürükler...
En basitinden gidelim...
Bir erkek nasıl sever?
Şimdi kimse bana Cemal Süreya moduna geçip, "Ben senin sevgilin, eşin, baban, ağabeyin, arkadaşınım...
Biri bitse biri kalır, seni hiç bırakmayacağım!" dizelerini okumasın...
Ben böyle bir erkek modeli görmedim!.
Erkek "o kadını", "çocuğu", "kardeşi" olarak görmeye başladıysa "geçmiş olsun!"...
O ilişki bitmiştir!...
Erkek, seviyorsa tek "programda" sever: Aşk!
Ama kadın öyle değildir...
Bir kadın, sevgilisini/eşini, oğlu, kardeşi, arkadaşı, aşığı olarak da sevebilir...
Bir gün, eline bir tabak tatlı alıp, eliyle yedirirken o an "anne"dir... İçindeki en masum sevgiyle "oğlu"nun karnını doyuruyordur...
Aynı gün, sizi dünyadaki başka hiçbir erkeğe değişmeyecek aşık kadına da dönüşebilir!
Ve aradaki geçiş, ışık hızıyla olabilir!
Kadın, içindeki onlarca kadının hangisinin o an ortaya çıkacağını bilmez ki...
Sabah uyanır ve kendisine o gün hangi program yüklenmişse, onunla yaşar gider...
Bir gün önce tatlı tatlı gülümseyen kadın, ertesi gün neden Vampirella'ya dönüştüğünü kendisi de pek bilmemektedir...
İşin daha da kötüsünü söyleyeyim...
Vampirella'dan Kırmızı Başlıklı Kız'a döndüğü an!
Ve o anında, çoğu kez sevdiği erkek yanında değildir...
Eeee hangi adam, bir Vampirella'nın yanında kalmak ister!
Adam, "Geldi yine buna gelenler, ben ufaktan kaçayım" diye gitmiştir...
Kadın ise üzgün, pişman, mutsuzdur...
Arayı düzeltmek ister, mesaj yollar..
"Günaydın :( :)" Adam için kabus geri dönmüştür!...
"Günaydın" yazısını okur.
Ama sonunda önce asık surat, sonra da gülücük eklenmiştir.
Dedik ya erkek dünyası tek programlı diye...
Adamcağız olayı çözmeye çalışır.
Oysa ki kadın, kendince çok açıklayıcıdır.
Asık surat= Tartışma için üzgünüm;
Gülücük= Barışalım mı!
Ve kadın, beklemeye başlar.
Anlaşılmadığını "zerre kadar anlamamıştır." İçinden daha da güzel cümleler yazmak geliyordur ama bunun için biraz teşvik gerekmektedir.
En azından gülücüklü bir cevap!
Erkek düşünmektedir...
"Ne yazsam şimdi. Bir halt da anlamadım ki ne diyor... Kızgın mı üzgün mü, bu gülücüğü yanlışlıkla mı yazdı nedir" der ve cevaplar:
"Günaydın" Büyük hata!
Gülücük yok!
Veee kadının içindeki Vampirella tüm hışımıyla geri döner...
Gitti "Pambık" Prenses!....
Be adam alt tarafı o cümlenin sonuna iki nokta bir parantez ekleyecektin...
Beğendin mi yaptığını!
Hadi bakalım, tartışma kaldığı yerden devam ediyor...
Şimdi suç kimin?
Sağı solu belli olmayıp, adamı çıldırtan kadının mı; yoksa gelen barışma fırsatını kaçıran adamın mı!
"Uzun uzadıya düşünürken, bir cumartesi tatilini mahvedip, aşk katili olmayın" diyor ve hatırlatıyorum...
Anlıyor gibi yapın!