Nil Kuyumcu

Tacizden cinayete giden ürkütücü yol!

Bir tecavüzcü/tacizci, kaç kişinin hayatını cehenneme çevirir?
Sadece mağdurun mu?
Hayır!
Mağduru seven herkesin...
Eğer olay basına yansıdıysa, tüm okuyucuların yaşamında dahi silinmez bir iz bırakır...
Peki o halde, çok basit bir psikolojik tepkiden gidelim...
Bir insan, "her gün" aynı "travmayla" karşılaşırsa tepkisi "normal" sınırlardan ne zaman çıkar?
Sorunun cevabı, "ürkütücü" değil mi!
Nitekim, bu ürkütücü gerçekle, Denizli'de karşılaşıldı!
Yol kenarındaki aracın bagajında bir erkek cesedi bulunmuştu...
Erkek, 51 yaşındaydı. Dövülmüş ve boğazı bıçakla kesilerek öldürülmüştü...
Katiller ortaya çıktı!
Kim mi?
Öldürülen Mustafa Ilçak'ın taciz ettiği bir kadın ve o kadının yakınları...
B.G, polis kayıtlarına "taciz edilen mağdur kadın" olarak geçmişti önce...
Ilçak, B.G'yi, sosyal medya hesabı üzerinden ve telefonla sürekli taciz ediyordu.
B.G. de taciz nedeniyle savcılığa Ilçak hakkında suç duyurusunda bulunmuştu...
Psikolojik tepkinin ilk aşaması hayata geçmiş....
Taciz, "görmezden gelme" sınırlarını aşmış...
Mağdur kadın, olayı resmi makamlara intikal ettirmişti..
İddialar böyleydi...
B.G'nin verdiği tepki, buraya kadar bir hukuk devletinde olması gereken "normal" sınırlar içindeydi...
Ya sonra?
Yazının başında dediğimiz gibi, "her gün" aynı "travmayla" karşılaşan kişi, bir süre sonra "normallik" sınırlarından önce adım adım, sonra da koşarak uzaklaşabiliyordu ve film, bizim bilmediğimiz bir yerde kopmuştu!
Taciz mağduru B.G, akrabalarından yardım istemiş, sonra da Ilçak ile buluşmuşlardı...
Sonuç...
Dayak, bıçaklama ve ölüm!
Bir ceset 3 katil!
Hem roller, hem de polis kayıtları bir anda değişmişti...
"Taciz edilen mağdur" kadın, artık bir katildi!
Savcılığa suç duyurusunda bulunurken, bir adamı cezaevine yollamak istiyordu...
Fakat, demir parmaklığa giden yola kendisi çıktı?
Peki neden?
Gözaltına alınan 3 zanlı, emniyetteki ifadelerinde, amaçlarının öldürmek olmadığını söyledi...
Korkutmak istemişlerdi...
Olay, cinayete dönüşmüştü...
Sadece bu mu?
Bir anlık öfke mi sahiden?
Yoksa, bitmek bilmeyen kravat indirimleri, salıvermeler, iyi haller, en alt sınırdan verilen cezalar, toplumun 'Peki sen ne yaptın da adam seni taciz etti? Yüz mü verdin?" suçlamaları, çözümü başka yollarda aramak mı bu sonuca götürdü?
Mağdur, katile dönüşmemeliydi...
Ama, "Burası hukuk devleti.
Kendi kanunlarını yazamazsın" demekle olmuyor işte...
Bir cinayete giden ince bir çizgi üzerinde yürüyorsun bazen...
Bir adımını maktul; diğer adımını katil olarak atabiliyorsun...
O çizgideki "doğru yol"da kalabilmen için bir tek şey gerekiyor!
Yardım istemek için uzattığın elin havada bırakılmaması!
Gereken en kısa sürede, "laf olsun" diye tutulmadan, seni bir "yanlışlık girdabından" tutup çekip çıkaracak kadar güçlü bir el gerekiyor!
Ve o elin üzerinde hiçbir "iyi halin", "kravat indiriminin" ve "salıvermelerin" izini görmek istemiyorsun!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.