Vay arkadaş!
"Millet uzaya giderken" diye başlayan cümleler, İstanbul'un yeni ulaşım projesini çok iyi anlatıyor...
Yalnız burada uzaya gidenler İstanbullular!
İstanbul'un yeni projesi: Havaray!
Adamlar bir nevi "uçarak" yolculuk yapacak!
Peki biz ne yapıyoruz?
Tramvay!
Harika!
Alsancak bölgesine raylar döşendi...
Kuruldan da Konak bölgesi için onay çıktı...
Artık, otobüslerin, arabaların, motosikletlerin arasından "jet" gibi ilerleyecek tramvayımızda tıngır mıngır yolculuk yapacağız!
Tabii hayata geçerse...
Geçmişteki metro projelerini hatırlayınca, insan ister istemez biraz kuşkuyla yaklaşıyor ama biz yine de evrene pozitif enerji gönderelim!
Ne yapalım İstanbullular havaraya binsin...
Bizde alternatif çok...
Eğer tramvay işe yaramazsa faytona, o da olmazsa bisiklete, o da olmazsa tabanvaya bineriz!
Müşteriyi çıldırtan temsilci
Sizi de çıldırtıyorlar mı?
Hani şu canlarının istediği saatte arayan müşteri temsilcileri...
Geçen gün çalan telefonla yerimden fırladım...
Bir telaşla telefonu açtım, karşımda otomatik tüfek gibi konuşan biri...
Çan çan çan çan bir şeyler söylüyor, çözmek mümkün değil...
Sonra da araya şu cümleyi sıkıştırıyor, "İşlem için onay veriyor musunuz?" Arkadaş, bir dur...
Senin ne dediğini bile anlamadım, ne onayı vereceğim?
Ve işte olumsuz cevapla karşılaşan müşteri temsilcisi, o an itibariyle müşteri çıldırtıcısına dönüşüyor...
Bir atarlar, bir giderler...
Yok indirim fırsatıymış, hakkımı kaybedermişim...
Bir daha böyle imkan sunmayacaklarmış!
"İstemiyorum şu anda" dedim kapattım...
Şaka gibi, aynı gün içinde aynı kurumdan 3 kez daha arandım...
Ve en son "Beni bugün bir daha ararsanız, firmanızla çalışmayı bırakırım" tehdidiyle kurtulabildim!
Ne mesajları bitiyor, ne aramaları...
Bir firmayla mecburen çalışıyoruz diye, onlara, "7x24 arayabilir, sorabilirsiniz, dükkan sizin" dedik de bizim mi haberimiz yok!
