Nil Kuyumcu

Ayrılmıştık. Ve şimdi yeniden...

Çok ama çok önceydi...
Hangi gün hangi hafta hangi ay hatırlayamayacağım kadar eski sanki...
Mutluyduk...
Kavuşmuştum onunla...
Uzun bir ayrılık sonrası, ilk sarılma...

***
Hiç bilmediğim bir şehrin sokaklarını geziyordum...
İçimde bir çocuk sevinci...
Denize çıkan semtlerde etrafımı bir huzur sarıyordu...
Çayın tadı daha güzeldi...
Gökyüzü daha mavi...
İyotun kokusu daha keskin...
Güneş bile en sarısından parlıyordu...
Bulutlar pamuk şekerindendi...
Ve evet, elimi uzatsam dokunabileceğim kadar sahici...

***
Duvarlara yazılar yazmak istiyordum...
Varsın yazarını bilmesinler bu kez...
Ama fotoğrafı çekilip paylaşılsın mesela...
Gülümsesin insanlar okuyunca...
"Hangi çatlak yazmış bunu" diyerek, kahkaha atsınlar hatta...
İşte öyle bir "neşeyle", en eğlenceli cümleleri bırakacaktım yokuş aşağıya!

***
Prenses gibi giydirilen ama içinde küçük bir cadı olan kız çocukları vardır ya...
Pembe etekleri toza bulanmıştır...
Özene bezene toplanmış saçları koşturmaktan yarım yamalak açılır...
Gözleri "masum" ama "hınzır" bakar...
"Ne kadar uslu" diyenler, mahalledeki bütün evlerin zillerini onun çaldığını bilmez...
İşte öyle bir haylaz hal...

***
Hımmm daha nasıl anlatsam...
İki elimi bırakıp bisiklet kullanabildiğim o ilk gün gibi...
Ne çok uğraşmıştım bunun için...
Kaç kez düştüm ve kaç kez kanadı dizlerim...
Keçi inadım o günlerden yadigar!
Düşe kalka devam etmiştim...
Ve nasıl da kahkaha atmıştım, ilerleyip düşmeyince...
Mahalledeki dondurmacı mıydı beni ilk alkışlayan!
İşte öyle bir mutluluktu...

***
Ya sonra...
Her güzel şey gibi bitti...
İşin kötüsü...
Biteceğini biliyordum...
Ama sonucu değiştirmek için yapabileceğim bir şey yoktu...

***
"Bir gün" dedim...
"Bir gün tekrar kavuşacağız. Kaç gün kaç hafta kaç ay sonra bilmem.
Kavuşacağız." O da biliyordu kavuşacağımızı...
Her gün biraz daha uzaklaşıyorduk birbirimizden ama biliyordu...
Biz ikimiz iyiydik!
Ve her şey, bıraktığımız yerden olmasa da, yeniden başlayacaktı...

***
Ve siz bu satırları okurken, uzun bir aranın ardından biz kısmetse kavuşmuş olacağız...
Kiminle mi?
Tatil günlerimle!

***
Tamam biraz "küçük cadılık" ve "haylazlık" yapmış olabilirim...
Şu satırlara gelene kadar beklediğiniz kavuşma "tatil" değildi muhtemelen...
Sizden biraz müsaade istemeden önce, fena halde yorulduğumu, tatile ihtiyacım olduğunu ve bir önceki tatildeki mutluluğumu anlatmak istedim...
Belki azıcık gülümserler dedim...

***
Gülümsediyseniz, bana biraz izin!
Dönüşte birikmiş güzel cümlelerle, belki daha güzel projelerle buluşmak üzere...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.