Önce, Zeytin Dalı Harekatı'nın ilk şehidi Astsubay Musa Özalkan'ın şehit ikramiyesi ve aracına haciz konulmasını talep eden "utanma duygusunu" yitirmiş bir avukat; ardından da şehit annesi bir yolcudan bilet ücreti isteyen özel halk otobüsü şoförü...
Yaşlı bir teyze, Adana'da özel halk otobüsüne binip, şehit yakını kartını gösteriyor...
Devletin verdiği bir haktan yararlanıp, bilet ücretini ödemeyecek...
Ücret ne kadar?
2.5 TL!
Ama insanlığını yitirmiş, bu vatanda yaşamayı zerre kadar hak etmeyen, hani mümkün olsa, kedi gibi ensesinden tutup, bu ülkenin "kapısının" önüne konulacak bir adam, o parayı talep ediyor...
Çirkince istiyor...
Utanmadan, yüzü kızarmadan diretiyor...
Rezilce ifadelerle o şehit annesini aşağılamaya çalışıyor, devlete hakaret ediyor...
Şehit annesi, "Sen askerliğini yaptın mı, biz bu vatana şehit verdik" deyince de, şoför E.G, "Vermiş olabilirsin, bu otobüs mazot yakıyor. Ben de vergi ödüyorum" diye yanıtlıyor...
Ya şimdi bu adama ne dersin, ne yaparsın?
Bir anne, evladını bu vatan toprağı uğruna şehit vermiş, adam 2.5 TL'lik bilet ve vergi peşinde...
O şehitler olmasa, sen bu memlekette şoförlük de yapamayacaksın be densiz!
O şehitler olmasa, senin vergi ödeyeceğin bir ülken olmayacak a şuursuz!
O şehitler olmasa, sen bir hiçsin bre kansız!
Madem bu ülkenin şehidine saygın yok, ödediğin vergiler de sana ağır geliyor...
Bin otobüsüne, "vatan" olarak kendine nereyi uygun görüyorsan, oraya kadar yolun var!
Çek git!
DEVLET BEY! SERENGETİ NEREDEN AKLINIZA GELDİ?
Konu bu kadar sert olmasa...
Şehitlerimiz bu kadar canımızı acıtmasa, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin dün Meclis'te yaptığı konuşmayı çok daha farklı yazardım...
Sayın Bahçeli, bu cümleleri, nasıl bulup çıkardı bilmiyorum... Afrin üzerinden siyasi plan yapıldığını öne süren açıklamalarıyla büyük tepki çeken Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'a sert çıkan Bahçeli dün Meclis'te öfkeyle şunları söyledi: "Neymiş, Zeytin Dalı Harekatı siyasete alet edilmemeliymiş (...) Siyaset, beka mücadelesini konuşmayacak da neyi konuşacaktır? Fok balıklarının nasıl yaşadığını mı, yoksa nesli tükenen balinaları mı anlatalım? Kuş ve böcek türlerinden mi bahsedelim? Tanzanya'daki Serengeti Parkı'ndaki safarileri mi izleyelim? Leylekler ne zaman gelir, kırlangıçların yuvaları nerededir; bunları mı mesele yapalım?" Her şeyi geçtim de, Tanzanya'daki Serengeti Parkı nereden aklınıza geldi Sayın Bahçeli! Sıkı bir belgesel izleyicisi misiniz, yoksa siyasetin "sert yüzüne", "mizah" katmaya mı karar verdiniz nedir, anlamadım ki!
