Türkler ve Yunanlılar arasındaki ilişkiyi nasıl açıklamak lazım bilmiyorum...
Ege semalarında yıllardır uçaklarla "it dalaşı" yapılır...
Denizde sahil güvenlik botları, "Buralar benim kardeşim" tadında dolaşır...
Yunan hükümetinden birinin ağzından Türkiye aleyhine bırak "cümleyi", bir "harf" çıksa, hemen Kurtuluş Savaşı yıllarına geri döner ve hepsini denize tekrar tekrar dökeriz! Dün de döktük yine...
Sosyal medya, Ege'de düşen Yunan jeti ile ilgili yazmadığını bırakmadı...
Yunan basınında, Yunan jetinin Türk uçaklarına karşı 'püskürtme uçuşu' sonrası üsse dönerken düştüğü iddiasına karşılık, Türk güvenlik kaynaklarından yapılan açıklamada, "it dalaşı" yalanlanıp, olay sırasında bölgede Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın uçağının bulunmadığı belirtilmesine rağmen ortalık yıkıldı!
İşte sosyal medyada, Yunan jetinin Ege'de düşmesinin ardından yapılan birkaç yorum:
"Yüzmeyi bilmediğiniz gibi uçmayı da bilmiyorsunuz." "Sanırım denizi özlemişler." "Kendilerini denize dökmeye başlamışlar bile, bizim dökmemize gerek kalmadı." "Yunanların denize olan merakı kuşaktan kuşağa devam ediyor." Eh kabul edelim bazı cümleler komik!
Gayet milliyetçi!
Güzel de, ortada "askeri operasyon" yok!
Bizim askeri kaynaklar da, bölgede bir uçağımızın olmadığını söylüyor...
O halde bir Yunan pilotun ölmesine niye bu kadar seviniyoruz yahu!
Hadi, Kurtuluş Savaşı'ndan kalan bir "Yunan alerjimiz" var diyelim...
Eeee bütün yaz tatillerini niye Yunan adalarında geçiriyoruz madem?
"Kardeşim bırak Çeşme'yi Bodrum'u, adamların mutfağı müthiş lezzetli ve ucuz" diyerek koşa koşa gidiyoruz...
Bizi Yunan adalarına ulaştıracak feribotların önünde kuyruklar oluşturuyor, "Komşiiiii aç kapıyı" diyoruz...
Eh tabii onlar da bizi Sirtaki yaparak "Hoş geldin Komşi" diye karşılıyor!
Bayılıyorlar Türk turistlere...
Bu ne anlaşılmaz iştir!
Hayır biz birbirimizi seviyor muyuz, nefret mi ediyoruz belli değil!
Komşu muyuz, her an savaşacak düşman mıyız anlamadım ki!
ERİK DALI OYNAYAN ROBOT!
Ben bu robot teknolojisinden fena halde ürküyorum... 9 bin 999 kez falan izlediğim Terminatör filminden dolayıdır belki bilmiyorum! Robot dendiği anda benim aklıma, mutfaktaki blender falan gelmiyor! Direkt Sarah Connor moduna geçiyorum! Fakat anladım ki, bizim memlekette üretilecek robotlardan bize zerre ziyan gelmeyecek...
Neden mi? Karabük Üniversitesi Robot Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi, Uluslararası Robot Yarışması düzenlenmiş... Kazakistan ve Gürcistan'dan da katılımın olduğu yarışmada robotlar safran çiçeği toplamış, yağlı güreş falan yapmış iyi mi! Amaaa... En güzeli ne biliyor musunuz? Fotoğrafta gördüğünüz robot Erik Dalı oynamış! Vallahi kollarını kaldırıp, başını sağa sola çevire çevire oynuyor!
Bu durumda şunu düşünebiliriz...
O teknoloji bütün dünyayı hatta galaksiyi yaksa, bizim robotlar o ateşte mangal yapar!
SANAL MAKYAJ DA YAPMA...
Bir sır vereyim mi? Kadınlar da makyaj yapmaya bayılmıyor...
Yok rimel, yok fondöten, yok allık derken, ayna karşısında ömür geçirmeden sokağa çıkmayı biz de isterdik...
Ama gel gör, günlük hayatta makyajsız sokağa çıksan da, özel bir geceye yüzüne "o savaş boyalarını" sürmeden giden kadını topa tutarlar! İlk hangi kadın yaptıysa o makyaj denilen illeti ve ilk hangi erkek bunu beğendiyse, onların peşinden gidiyoruz işte! Son dönemde de moda, ünlülerin "sözde makyajsız" hallerini sosyal medyada paylaşmaları... Yalnız madem böyle bir medeni cesaret gösteriyorsunuz, bir zahmet Instagram filtrelerini de kullanmayın!
O "sanal makyajı" yapınca, biz yine gerçek yüzünüzü göremiyoruz da ondan!