• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Doktor hanımlar... Doktor beyler... NİL KUYUMCU

Doktor hanımlar... Doktor beyler...

nil.kuyumcu@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Ağustos 2018, 19:58

Gazeteye yağan telefonlar...
Sosyal medya hesabımda, kanser hastası minik çocuklar için yazdığım köşe yazısının altına bile, kendi egolarını tatmin eden yorum yapanlar...
"Umarım doktorluk olursun da, doktor bulamazsın" diye beddua edenler... "Yakınlarından biri hastanelik olsun" diyebilenler!
Küfür edenler... Kınayanlar...
"O köşen elinden alınsın da yazama" diyenler... 82 yaşında bir adamın başıma bastonla vurmasını isteyenler...
Dava açacaklarını söyleyenler...
Protesto için hareket başlatacaklarını dile getirenler... Kınayanlar...
Tehdit edenler... Vs. vs. vs...

***

Bu ne yahu! Bu ne eleştiriye tahammülsüzlük... Yaptığınız, "meslek faşizmi" değil de nedir? Ben her doktoru alkışlamak zorunda mıyım?
Tıp Fakültesi'nden mezun olunca TUS yerine, "hatasız kulluk" sınavını mı kazanıyorsunuz? Bugüne kadar doktorlarla ilgili bir sürü olumlu haber yaptık, ben de köşemde yazdım... Hayırdır, hiçbiri için arayıp, sormadınız?
Niye eleştirince kılıçları çektiniz?

***

Neymiş efendim, milleti, doktorlara karşı kışkırtmışım... Nefretimi yansıtmışım...
Ben doktorlara kin duyuyormuşum...
Pardon! Ne dedim ben? "Gidin doktorları kurşuna dizin" mi dedim?
"Basın odalarını dövün" diye mi yazdım?
Şiddete uğrayan meslektaşlarınızın arkasından "İyi yapmışlar. Hastalar haklıdır" diye bir cümle mi ettim?

***

82 yaşında ölen biri için üzülürken, size mi soracağım! Evet o adamcağız için çok ama çok üzüldüm... Sizin için "ex" olmuş biri ama benim için değil!
Bütün derdi yatalak eşine ilaç yazdırmaktı...
Ve bırak eşine ilaç götürüp şifa olmayı, adamcağız o yatalak kadıncağızı da arkasında bırakıp ölüp gitti!
Aaaa bu ne yahu! Bu arada çok boş vaktiniz var sanırım... Ben o maillerin tamamını okuyacak vakti zor buldum ama maşallah siz de vakit bol olacak ki, yağdırmışsınız!

***

Neymiş... Düzeltme yayınlayacakmışım ve özür dileyecekmişim, aksi halde bana dava açacakmışsınız...
Buyursunlar... Davalarınızı açın... Bu arada gazetemizin avukatları da o hakaretleri, küfürleri edenler için dava açmaya hazırlanıyor, bilginize... Yok öyle, saldırgan tavır, kusura bakmayın!
Sosyal medya, kimsenin babasının çiftliği değil! Herkes, sınırını bilecek...

***

Bu arada, bazılarınız çok komik! Facebook'a başvurup, yazımın rahatsız edici içerik olduğu belirtilip, kaldırmam talep edilmiş... Oldu... Köşemin yayınlandığı gazetemi de Türkiye genelinde toplatayım mı! Hatta sizin için atlayıp bir arabaya ülke turuna çıkıp, bayi bayi, ev ev dolaşıp gazeteyi geri alayım!

***

Doktor Hanımlar... Doktor Beyler...
Ortada 3 seçenek var...
1- Okuduğunuzu anlamıyorsunuz...
2- Okuduğunuzu anlamak istemiyorsunuz...
3- Bu hastayı görmeden ilaç yazamama vs gibi son dönemdeki yeniliklerle ilgili ciddi sorunlar yaşıyorsunuz.
Ve siz bu sorunlara bir çözüm bulmak için, benim köşe yazımın üzerinden giderek sesinizi duyurmak istiyorsanız.
Geçtiğimiz günlerde, başına parke taşı vurularak yaralanan doktorla ilgili tepkiniz sürüyor... Kendinizi korumaya ve çalışma şartlarınızı değiştirmeye çalışıyorsunuz...

***

Peki madem... Anlamayanlar ve anlamak istemeyenler için bir daha yazayım... Bir doktor, görmediği bir hastaya ilaç yazmamalı...Ortada bırak kanunu, kuralı, tıbbi bir gerçeklik var...
Yazamazsın/yazmamalısın... Yanlış bir ilaç, kişiyi öldürebilir... Benim yazımda bunu söylemediğimi bence hepiniz biliyorsunuz... Ne de olsa "okumuş adamlarsınız" - Ben, sadece "kural, kanun" diyerek, 82 yaşındaki bir adama, hiçbir doğru yönlendirme, yol gösterme yapılmamasına...
- O ilacı nasıl alabileceğinin anlatılmamasına...
- Ona, arayabileceği bir telefon numarası verilmemesine...
- Hatta artık 82 yaşına gelmiş, üstelik ilaç yazdırmak istediği eşi de yatalak olan bir adamcağız için, 2 tuş çevrilip, olayı çözebilecek bir yetkilinin aranmamasına...
- Sanki doktor değil de, tapu dairesinde çalışan, 1980'lerin "bugün git yarın gel" misali, "Kurallar böyle. Yapamam" diye "kestirilip atılmasına"...
- Ve artık 82 yaşında "çaresiz" kalmış bir adamın, o ilacı yazdırmak için nereye gideceğini bilmemesinden kaynaklı "ısrarı" karşısında, polis zoruyla çıkartılmasına...
- O polisler tarafından, koluna vurulup, şiddet uygulanıp, ters kelepçe takılıp, gözüne biber gazı sıkılarak, "gözlerim yandı" diye acıyla feryat ettirilerek, bir ekip aracına zorla bindirilmesine...
- O ekip aracında kalp krizi geçirerek ölmesine- hatta ve hatta o kalp krizinin doktorun odasında başladığına dair, avukatın bir iddiası var- tepki verdim...

***

"Kuralın batsın" lafının, "sadece bir kanunun/kuralın" arkasına sığınıp, o adamcağıza "ilaç yazmak haricinde" bir yardımda bulunulmamasına tepki olduğunu anlamıyor musunuz siz?
Bir dakika ya.. Şunu sormak istiyorum...
Sahiden hepiniz, karşınıza bu profilde bir hasta gelse aynı tepkiyi mi verirdiniz? Hiçbiriniz yardım etmez miydi? Biriniz bile "Otur amca. Bak sana ilaç yazamam ama sana o ilacı alabilmen için yardım edeceğim" diye birini aramaz mıydı? Yapmayın yaa ne olur, bu doğru olamaz, olmamalı!

***

Söyleyin... Ben şimdi bu yazı için sizden neyin özrünü dileyeceğim! Çok affedersiniz, böyle kötü bir şekilde ölen bir adam için, içim yandı mı diyeceğim... Sizin için duygularımı mı değiştireyim! Özür mözür yok!
Ama dediğim gibi, sorunlarınıza çözüm bulmak için böyle bir "birlik olup, saldırma" yöntemini seçtiniz...
Siz bilirsiniz...
Umarım, bu köşe yazısı sayesinde çözüm bulursunuz...

***

Üslubunuzu değiştirirseniz...
Sorunlarınızı "medeniyet çerçevesinde" beni "doğru" anlayarak "yazı desteği" isterseniz, nasıl ulaşacağınızı biliyorsunuz zaten! Şiddete uğrayan, mağdur edilen, mesleğini "iyilikle" yapan her doktorun yanında oldum ve olmaya da devam ederim...

***

O doktorun yardım ettiği iddiası...
Dün Yazı İşleri toplantısının ortasındayken cep telefonum çaldı... Arayan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Lütfi Çamlı'ydı...
Öncelikle, güzel üslubu, anlayışı, kibarlığı için teşekkür ederim... O kadar "doktor saldırısından" sonra, iyi geldi! Doktor Çamlı ile uzun konuştuk... Ama benim için önemli olan bölümü yazacağım... Zaten kendisine de bunu yazacağımı söyledim...
Dr. Çamlı, "Doktor Özlem Hanım, Yusuf Amca'yı evde bakım hizmetleri alabilmesi için yönlendirmeye çalışmış. Hatta bir arkadaşına yönlendirmeye de çalışmış. Ama Yusuf Amca bunu kabul etmemiş.
İlacın yazılmasını istemiş. Bu bilgiyi, Doktor Özlem Hanım ile direkt görüşen birinden aldım" dedi.
Dr. Özlem Y'nin, hastaya yardımcı olmak için çabaladığı bilgisinin doğru olduğunu yineledi.
Peki... Dr. Lütfi Çamlı'ya da söyledim...
Buradan da yazıyorum...
Sayın Doktor Özlem Y. Soyadınızı bilerek yazmıyorum. Kimseyi, kimseye karşı kışkırtmak gibi bir niyetim yok. Olsaydı sizin isminizi ilk yazımdaki köşemde verirdim.
Vermedim. Sizin Yusuf Amca'ya yardımcı olmaya çalıştığınız bilgisi verildi. Bu doğru mu? Siz sahiden Yusuf Amca'ya yardımcı olmak, onu evde sağlık hizmetlerine yönlendirmek için uğraştınız, birilerini onun için aradınız mı? Bu doğru mu? O gün yaşananları detayları ile anlatmak ister misiniz? Eğer istiyorsanız, köşem size açık. Bana ulaşın. Ben de o gün, o odada neler olduğunu, sizin ne yapıp, ne yapmadığınızı ve benim için çok daha önemli olan, şu anda ne hissettiğinizi köşemde yazayım...
Meslektaşlarınızın bir bölümü, beni anlamamak için direniyor..
Onlar ortalığı ayağa kaldırırken, sizden olumlu ya da olumsuz bir tepki gelmedi bana... Kim bilir belki de yazımı "doğru" anlayan doktorlar arasındasınızdır...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.