İster sevin, ister sevmeyin, Şahan akıllı adam vesselam. Sinema mı değil mi tartışmalarına yol açan "Recep İvedik" serisiyle gişe şampiyonu olup sinema tarihine geçmiş. İvedik sayesinde seyircisizlikten sinek avlayan sinema salonlarını ihya etmişti. Herkes Şahan Gökbakar'dan İvedik'in devamını beklerken o yepyeni bir projeyle karşımıza çıktı : Celal ile Ceren.
Her zamanki gibi yazan / oynayan Şahan Gökbakar, yöneten Togan Gökbakar. Bu kez Şahan (one man show yapmıyor) yanına Ezgi Mola'yı alıyor. Bunun akıllıca bir tercih olduğunu söyleyebilirim. Hem Mola iyi bir oyuncu hem de filmin ağırlığını bir kadın karakterle paylaşmak güzel fikir. Önce filmin kısa bir özeti diyelim:
30'larındaki Celal, Karaköy'de baba mesleğini sürdüren bir elektrikçidir. Ceren ise mobilya mağazasında çalışmaktadır. İkili altı yıldır beraberlerdir. Celal, bir arkadaşının bekarlığa veda partisine gitmek isteyince ikili feci şekilde tartışırlar. Ceren ayrılmak ister. Bunun üzerine Celal Ceren'i terk eder! Belalar Celal'in peşini bırakmaz.
GİŞE KAYGISI YÜKSEK
Şahan Gökbakar , bu kez bir aşk ve ayrılık öyküsü ile güldürmeye devam ediyor. Romantik komedi denilince ezberdeki bütün klişeler filmde peş peşe sıralanıyor. Daha sonra da tüm bunları kenara atıp kendince romantik komedileri sarakaya alıyor. Durum gerçekten böyle mi? Tartışılır. Şahan demek, Recep İvedik demek. Bu nedenle de Celal'de de bir İvedik'lik olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kuşkusuz bu Şahan ın yorumundan kaynaklanıyor. Filmin bir diğer dezavantajı da belden aşağı esprilere fazlasıyla yer vermesi. Gökbakar Kardeşler eminim kaliteli espri üretecek kabiliyetteler.
Keşke gişe kaygıları bu kadar çok olmasa. Yeni tarz komedilerde sevmediğim şeylerden bir diğeri de hikayenin skeç skeç ilerlemesi. Celal ile Ceren de ne yazık ki bunun en son örneği.
REKOR KIRABİLECEK Mİ?
Eğer Ceren'i Ezgi Mola canlandırmasaydı bu karakter Celal'in gölgesinde kalırdı. Şahan'ın tüm baskınlığına rağmen yeteneğiyle, varlığını film boyunca ortaya koyuyor Mola. Tabii ki senaryo müsaade ettiği sürece. Komedilerde genellikle erkek kahramanlar ön plana çıkarken, kadın komedyenler ne yazık ki geride kalıyor. Bu nedenle yeni nesil "Adile Naşit"lere,"Ayşen Gruda"lara, "Perran Kutman"lara sinemada acilen ihtiyaç var. Olmalı ki, kadın komedyenler üzerine filmler kurulabilsin.
Kuşkusuz herkes gibi benim de kafamda, 'Gişede durum n'olacak?' sorusu var. Celal de İvedik gibi gişe rekoru kırabilecek mi? Umarım kırar. Umarım, sinemalarda -Cem Yılmaz'daki gibi- kuyruklar oluşur. Böylece, hem seyircinin hem de sinemaların yüzü güler.
Haftanın Filmi
Mama
Victoria ve Lilly, anne - babası öldürüldüğünde çok küçük iki kız kardeştir. Vahşi doğada 5 yıl boyunca yalnız kalırlar. Bulununca, kızları amcası sahiplenir. Geceleri kızlara seslenen bir fısıltı vardır. Evdeki tek misafirler sadece küçük çocuklar değildir. Korku filmlerinden hoşlananlar kaçırmasın.