Giriş Tarihi: 29 Kasım 2013, 19:25
Perdede yaşlı çifti görünce ilk tepkim "Eyvah, 'Amour' esinlenmesi bir film mi izleyeceğiz" oldu. Neyse ki korktuğum başıma gelmedi. Gözlerim dolarak "Yarım Kalan Şarkı"yı seyretsem de müzikle ittifak halinde olan filmin sonunda mutlu mesut sinemadan ayrıldım.
Kısa bir özetle filme giriş yapalım: Yaşlı ve içine kapanık biri olan Arthur'un iletişim kurabildiği tek kişi eşi Marion'dur. Arthur oğlu James bile sürekli tartışma halindedir. Kanser olan eşi Marion'un müzik korosuna olan bağlılığına ise anlam vermemektedir. Arthur Marion'un ısrarı sonucunda onunla koroda yer almayı kabul eder. Genç bir kadın olan müzik hocası Elizabeth hiçbir şey için geç kalmamış olduğunu hatırlatır zamanla Arthur'a.
YAŞLILARIN ZAFERİ
Kim demiş yaşı kemale ermişler başrolü kapamaz diye. Son yıllarda zevkle izlediğimiz "Amour / Aşk", "Quartet/Dörtlü" gibi filmleri yanına şimdi "Yarım Kalan Şarkı" da ekleyebiliriz. Tamamı yaşlılardan oluşan oyunculara "genç"lik kontenjanından Elizabeth (Gemma Arterton) ve Arthur'un oğlu James (Christopher Eccleston) eşlik ediyor. Kadronun bu kadar tecrübeli (yaşlılık anlamında) olmasına aldanmayın Elizabeth hoca neşe kaynağı olarak yetiyor tüm filme.
Bazı şeylerin yarım kalmaması için "Yarım Kalan Şarkı" hayata dair; aşka, ölüme dair söyleyeceği çok şey var. Mesela karı-koca arasındaki o eşsiz bağ, baba - oğul arasında ise bir türlü kurulamayan iletişim... Baba hayatında yapamadıklarını oğlundan bekliyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu oğlunun hayatı. Filmde kalp telini titreten dakikalar (benim için) babanın oğlunun kapısını çalıp da konuştuğu anlar. Oysa "takdir edilmek" genç adamın hayatı boyunca beklediği tek şey.
DOSTLUK DAYANIŞMASI
"Yarım Kalan Şarkı" aynı zamanda müthiş bir dostluk, arkadaşlık filmi. Günümüzde sms'le, facebook'la sınırlanmış dostluklara en güzel cevap bu filmden geliyor. Marion'un hastalığının ilerlediği günlerden bir sabah yerel koronun söylediği şarkıyla uyanıyor karı koca. Koro yağmur altında şarkı söylüyor Marion'u mutlu etmek için.
Marion'un kaybından sonra müzik hocası Elizabeth'le Arthur arasında gelişen dostluğu izlemek ayrı bir keyif. Arthur'u bu dostluk bağlıyor hayata. Sağlam kurulan dostluk başarıyı da peşinden getirir. "Lets talk about sex" şarkısıyla finale kalan ihtiyarlar rock'ın roll, robot gibi danslarıyla gülümsetmeyi de ihmal etmezler.
Arthur rolünde "Terence Stamp", Marion'da "Venessa Redgrave" olgunluklarının doruğunda. İddialı cümleleri olmadan hayatı yorumlayan bir film "Yarım Kalan Şarkı". Hayatın kendisi gibi. Bu tarz filmleri sevenlere "Umut Işığım" ve (favori filmlerimden olan) "Anadan Doğma"yı izlemelerini öneririm. Ve son bir söz: Charlie Rich, Celin Dion gibi sanatçıların şarkıları filmden -duyura duyura- rol çalıyor.
Haftanın Filmi
Danışman
Counselor üst seviyede saygı duyulan ve nişanlısı Laura ile huzurlu bir hayat süren başarılı bir avukattır. İtibarının sarsıldığı günler ise ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu ve daha fazla paraya ihtiyaç duyduğu sırada başlar. Adaletin iki yanında da yer alacağı bir hamle yapar ve kendini milyonlarca doların havada uçuştuğu uyuşturucu ticareti ağı içerisinde bulur. Ridley Scott'ın yönettiği filmin başrollerini Brad Pitt, Michael Fassbender, Javier Bardem, Penelope Cruz ve Cameron Diaz paylaşıyor. Kaçırmayın.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.