Giriş Tarihi: 21 Mart 2014, 19:34
Karlarla kaplı bir kasabanın tekinsiz atmosferi. Kendilerine bir çıkış yakalamaya çalışan kişiler. Ve hayatın 'soğuk', acımasız yüzü. Yeni filmi "Soğuk"ta Uğur Yücel kaybedenlerin hikayesini anlatıyor. Hem de filmin her karesinde sızan bir gerçeklikle. Yücel, Kars'ın bir kasabasında demiryolu çalışanı olan Balabey'in küçük dünyasıyla unutulmayacak bir atmosfer filmi yaratıyor.
Kısa bir özetle film diyelim: Balabey kışın karla kaplanan ve dış dünyayla iletişimini kopan Kars'ın bir kasabasındaki, demiryolunda çalışmaktadır.
Evli olan ve vaktinin çoğunu çalışarak geçiren Balabey bir gece arkadaşlarının ısrarıyla pavyona gider. Burada Rusya'dan Kars'a gelen ve bu pavyonda çalışan üç kız kardeşle karşılaşır. Balabey, geceyi kardeşlerin en küçükleri Irina ile geçirir. Balabey gece boyunca Irina ile arasına kesin bir mesafe koyacak olsa da duygusal olarak Irina'nın etkisinden kurtulamaz.
Uğur Yücel yarattığı atmosfer kadar kendileriyle olan ilişkilerinde bile soğuk duran karakterleriyle çarpıcı bir drama imza atıyor. Taşrada ataerkil düzen, kadının ezilip itilmişliği, Rus Nataşa'lar pek bilmediğimiz mevzular değil. Yücel bu bilinenlerle taşradaki sıkışmışlıktan, cehalet ve cehaletin yarattığı şiddetten merakla seyredilen bir gerilim yaratıyor.
Erkek egemen dünya
Filmin ana kahramanı Balabey suskun ve yalnız. Hayatını üç beş kelimeyle idare ediyor. Sakinleştirici kıstırılmışlığının tek ilacı. Onu bu hale getiren belki de taşranın ıssızlığı. Etrafı erkek ağırlıklı bir dünya. Kardeşi, arkadaşları, kasabanın diğer erkekleri. Erkeklik ispatı için yapılan gövde gösterileri, alınan sınırsız alkol, şuursuzca yapılan seks. Buz kesmiş ilişkiler. Buz kesmiş bir dünya.
Balabey ne kadar suskunsa kardeşi Enver bir o kadar bıçkın. Silahla gösteriler, kadını aşağılamalar, aldatmalar hepsi erkekliğinin ispatı için yapılan sahtekarlıklar. Oysa gerçek başka, bambaşka. Uğur Yücel erkekliği yeniden inşa ediyor. Kadın bu topluluğun olmazsa olmazı. Eşler kutsal, dokunulmaz.
Başka coğrafyanın kadınlarıysa gecelik, eğlencelik. Eşler kendi kapalı dünyalarında. Rus kadınlar ise kimsesiz, korunmasız, yapayalnız... Kaybolmaya, kaybetmeye mahkum. Uğur Yücel'in onları "Acı duyuyorum bunlardan. Yani gerçekten o kızların kaybolmasından acı duyuyorum. Çünkü kimse aramıyor o kızları. Filmimin adı bu yüzden Soğuk. Bu toprağın altında kaybolup, gidiyorlar" diye yorumluyor.
Atmosfer filmi
Uğur Yücel, Kars'ı filmin fonuna öyle bir yerleştirmiş ki, hikayenin bile önüne geçiyor. "Soğuk" tam atmosfer filmi diyebilirim. Tabii ki bu başarıda pay sahibi olan görüntü yönetmeni Emre Tanyıldız, övgüyü hak ediyor. Cenk Medet Albeyoğlu'nun ve Ahmet Rıfat Sungur'un başarılı oyunculuk performansları ise son derece etkileyici. Festivallerde yoğun ilgi gören "Soğuk" filmini izlemenizi tavsiye ederim. En azından olağanüstü güzellikteki görüntüleri için.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.