Bugün lafı fazla uzatmayacağım.
Dün sizlerle paylaştığım ve gazetecilik adına üzüntü ve kızgınlığımı ifade ettiğim konuyu biliyorsunuz...
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yeni ulaşım sistemi nedeniyle mağdur olan binlerce kişinin yaşadığı Karşıyaka Cumhuriyet mahallesi sakinlerinin eylemini haberleştiren Olay Yeri Muhabirimiz Tolga Tekin'e yapılanları aktarmıştım.
Belediyenin Basın Müşaviri Reşat Yörük'ün, Tolga'yı cumartesi günü cep telefonundan arayarak, "Bu insanları senin kışkırttığın söyleniyor, böyle devam edersen senin için de gazeten için de hiç iyi olmaz" sözlerini paylaşmıştım.
Bir de haber yayınlandıktan sonra Cumhuriyet mahallesi muhtarına gönderilen ESHOT görevlisi 2 muhbirin sorgulayan tavrını da kaleme almıştım.
20 yıllık muhabirlik yaşamında yaptığı haberler, Tolga'nın referansıdır.
Onu yakından tanıyan herkes ne kadar saygılı ve edepli olduğunu da bilir.
Dün beni arayarak veya mesaj atarak olaya tepkisini dile getiren herkesin Tolga ile ilgili görüşleri de bu yönde.
Benim dünkü yazımı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, Genel Sekreter Gürsel Tekin de okudu.
CHP Genel Merkezi'nde ve grup toplantısı sebebiyle TBMM kulislerinde en çok konuşulan konulardan birisi olduğunu da biliyorum.
Bilahare paylaşacağım bunları.
Aziz Kocaoğlu veya diğer Büyükşehir yetkililerinden herhangi bir yanıt gelmedi.
Yanıt yerine bolca sitem ve "yandaşlarına" kulis yaptılar.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel'e gelince;
İzmir'de sarı basın kartı sahibi 800 gazetecinin temsilcisi konumundaki Atilla Sertel, Tolga'yı ve Reşat Yörük'ü telefonla aradı ama "2 arkadaşının zorlamasıyla."
Tolga'ya "Suç duyurusunda bulunursan açıklama yaparım" diye "şartlı destek!!!" vermeyi kabul etti!!!
"Şahsi mesele" olarak gördüğü bu konuda beni (Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni'ni) aramama sebebi olarak da; "Ben kendisini arayınca bana Cemiyet olarak açıklama yapmam için baskı yapacak biliyorum" diyecek kadar konuyu şahsileştirdi.
Buradan kendisine sormak istiyorum:
CEMİYET SİYASET YERİ Mİ?
Siz Atilla Sertel; İzmirli gazetecilerin mesleki sorunları sizin öncelikli meseleniz değil mi?
Siz, mesleki meseleleri "şahsi mesele" olarak mı değerlendiriyorsunuz?
Peki; sizin kurumsal kimlik ve imzanızla hemen her gün yaptığınız açıklamaların hangisi "şahsi" hangisi "mesleki?"
Belli kişilerle ilgili (ki; bu isimleri sanırım yazmama bile gerek yok) hemen her gün verdiğiniz siyasi mesajlarınızı hangi kategoriye sokacağız?
Bir partide siyaset yaptığınızı ve bu partiden milletvekili olmak için çalıştığınızı biliyoruz.
2011 genel seçimlerinde Cemiyet Başkanı olduğunuz halde bu partiden milletvekili aday adayı olup, 12. sıradan aday gösterildiğinizi herkes biliyor.
Kaldı ki; bundan 10 gün önce pek çok kişinin içinde 2015 seçimlerinde yeniden milletvekili olmak istediğinizi tekrar ilan ettiniz.
Şimdi tekrar soruyorum; Meslektaşınızın haklarını korumanız gerekirken, sırf sizin siyaset yapmayı düşündüğünüz partiye mensup kişi ve kurumlar söz konusu olunca, asli görevinizi ikinci plana atıp siyaseti mi öne çıkarıyorsunuz?
İzmirli gazetecilerin başkanı; Tolga'ya "şartlı!" desteğini sunarken, ne mutlu ki mesleki dayanışma yağmur gibi yağdı.
İzmir'den arayan ve mesaj atan, bu konuyu sosyal medyada paylaşıp tepkisini dile getiren tüm meslektaşlarıma teşekkürler.
Medya İhtisas Gazetecileri Federasyonu Genel Başkanı Kenan Macit, Avrupa Gazeteciler Derneği Adnan Fişenk, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği Başkanı Metin Özkan ve Ege Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Abdioğulları'na, yaptıkları kurumsal açıklamalar ve bizzat arayarak tepki ve duygularını dile getirdikleri için ayrıca teşekkür ediyorum.
Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğim...