Bazen tek bir kare fotoğraf; sayfalarca yazıya bedel sözü de barındırır. Dünkü gazetelerde dikkatinizi belki çekti belki çekmedi ama ben saatlerce oturup o tek kare resme baktım, baktım..
PKK terör örgütüne yönelik operasyonları komuta eden Çukurca 2. Hudut Tugay Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Ersay'a, 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel tarafından dağ başında plaket verilmesi bu kareye sığdırılmış.
Daha kısa süre öncesinde iftiralarla üzerine çamur atılmaya çalışılan ve bunun bedelini ağır şekilde ödeyen kahraman komutanın bu fotoğrafta da görülen postalının çamuru, askerleriyle birlikte vatan savunmasında yürüttüğü mücadelenin alın teri olarak postalının çamurunda vücut buldu.
Özellikle son haftalarda Çukurca sınır hattında terör örgütüyle girdiği sıcak çatışmalarda 300'ün üzerindeki teröristi etkisiz hale getiren komandoların komutanı Tuğg. Ersay'ın çamurlu postalları, onun namus ve şerefinin tertemiz sayfası gibi parlıyordu.
Daha birkaç yıl öncesine kadar, FETÖ'cü Mehmet Baransu'nun o sefil bavuluyla sembol haline gelen düzmece belgelerle iftiraya uğrayan ve Balyoz soruşturması kapsamında 31 ay cezaevinde yatan Tuğg. Ersay, önce üzerine atılan bu iftiralardan kurtuldu ve 15 Temmuz sonrasında YAŞ'ta Tuğgeneralliğe terfi ederek sınır boylarına koşup teröristlerle mücadeleye bıraktığı yerden devam etti.
Bu iade-i itibardan sonra bu vatan için canını ortaya koyan komandolarıyla birlikte dağ-bayır gezen, onlarla silah atan, onlarla dağda yatıp kalkan bu kahraman komutanın ayağındaki postalın Çamur'u, alçak FETÖ'cülerin üzerine atmaya çalıştığı çamura belki de en asil cevap idi.
Bu kahraman komutan ki; iftiraya uğradığı kesinleşip cezaevinden çıktıktan sonra devlete kızgın olup olmadığı sorulduğunda bile; "Ben Türk subayıyım, devletime milletime canımı vermek üzere yetiştirildim.
Devlete küslük olmaz.
Biz her koşulda 'Vatan sağolsun' demek üzere yetiştirildik" diyecek kadar büyük gönüllü bir kahraman olduğunu kanıtladı.
Kahraman komutan, göreve döndüğü günden bu yana "Ne başarı elde ediyorsak Mehmetçikle yapıyoruz" dediği askerlerinden bir tek gün bile ayrı ne yedi, ne içti ne uyudu. Öyle ki; bayramda ailesiyle birlikte olmak yerine sınırda Kaletepe'de askerleriyle birlikte kurban kesti, namaz kıldı, dua etti hem de savaşmaya devam etti.
ÇELİK YELEĞİ REDDETTİ
Yine aynı fotoğraftaki bir diğer kahraman 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel'in destanına bakalım şimdi de. Bu göreve ilk kez bir Orgeneral değil, Korgeneral atandı Temel Paşa ile birlikte.
Teröre karşı en sağlam duran komutanlardan biri olarak, sınırdaki birlikleri ziyaretinde 2 şeyi reddetti Temel Paşa; Türk askerinin koruduğu yer neresi olursa olsun asla çelik yelek giymem dedi. Mehmetçiğine olan güvenini böyle ortaya koyan kahraman komutan, Mehmetçik ile arasında bir ast-üst mesafesini değil, şakalaşmalar ile evlat gibi sahiplendiğini de ortaya koydu.
SOYLU KAHRAMAN..
Sizinle paylaşacağım son kahraman bir subay değil, sivil.
Gerçi 15 Temmuz gecesi FETÖ darbecilerinin işgal ettiği TRT binasını tüm tehlikelere rağmen basarak ve işgalcilerden kurtararak kahramanlığını ispat etmişti ama son 1 haftadır buna bir ekleme daha yaptı. İçişleri Bakanı olduğundan bu yana şehit cenazelerine katılmayı ve şehit ailelerinin yanında olmayı özellikle prensip edinen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Hakkari ve Tunceli'deki inceleme ve cenazelerde ne çelik yelek giymeyi kabul etti ne de zırhlı araca binmeyi.
"Mehmetçiğin binmediği zırhlı araca binmem.
Korucularımın giymediği çelik yeleği de giymem" diyerek üzerindeki takım ceketi dışında kocaman yüreğiyle askerimizin ve yöre halkının yanında olmayı tercih etti.
Biz öyle büyük bir milletiz ki; 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğunda dünyaya hükümdar iken de adaletimizi yitirmemeyi, Kurtuluş Savaşı'nda tüm yokluklara rağmen bütün dünyaya kafa tutmayı da başarmışız. Yetmemiş, neredeyse 100 yıl sonra 15 Temmuz gecesi yeni bir destan yazmayı başarmışız.
İstiklal Marşımızın şu kıtasında yazılanlar aslında işin özü. Şimdi susalım ve sözü Mehmet Akif Ersoy'a bırakalım;
Kim bu cennet vatanın uğruna olmazki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsında hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.