Anayasa değişikliği teklifi Meclis'ten geçti, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayının ardından referandum takvimi de belli olacak. Malum; son günlerin siyasetteki en sıcak gündemi bu ama bakıyorsunuz; sosyal medyanın ve hatta magazinin bile en öne çıkan konusu da oldu.
Başta futbolcular ve sanatçılar olmak üzere pek çok medyatik kişinin, Cumhurbaşkanlığı sistemini getirecek olan Anayasa değişikliği referandumunda 'EVET' oyu vereceklerine dair çektikleri kısa videoları twitter ve facebook üzerinden paylaşmaları üzerine konu; magazinin de gündemine taşındı. Konuyu tartışırken de; belli ve malum kesimler Türkiye'nin kaderini değiştirecek bir konuda olumlu düşündüğünü söyleyen bu kişilere tam bir taarruz ve saldırıya dönüştü.
Dediğim gibi, saldırı belli bir kesimden geldiği için aslında çok üzerinde durmamak gerekiyor. Bunlar sayısal olarak az ama sesi çok çıkan bir güruh ve asla ve asla bütünü temsil etmeyen; belli bir kesime ve amaca hizmet edenler olduğu için çok üzerinde durmaya gerek yok diyorum. Nitekim; toplumdaki karşılığı olmayan ve olmadıkça da saldırganlığı artan bu güruha en güzel cevap her seferinde sandıkta millet tarafından veriliyor zaten.
Zorlama bir tabirle ismine 'KUTUPLAŞMA' denilmeye çalışılan bu durumu yalanlayan da yine vatandaş oldu. Biraz sonra sizlerle paylaşacağım rakamlara ve sonuçlara özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum...
ERDOĞAN MİLLİ BİRLİĞİN TEK ADRESİ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nükhet Hotar; ARGE'nin başına geçtiğinden bu yana bu birimde gerçekten çok güzel işler yapıldığı dikkatimi çekiyor. Geçenlerde kendisini ziyarete gittiğimde, Kutuplaşma ve Uzlaşma başlığı altında yapılan bir araştırmanın sonuçlarını da değerlendirdik.
GENAR tarafından 27 ilde 3 bin 650 kişi ile yüzyüze yapılan araştırmanın sonuçları, uzun süredir malum çevrelerce dayatılmaya çalışılan Türkiye'de bir Kutuplaşmanın olduğuna dair iddiaların toplumda hiç de karşılığı olmadığını ispatlamış. İşte size birkaç sonuç:
Ankete katılanların Siyasi kimliklerini etnik kimlik ve mezhep üzerinden tanımlayanların oranı sadece ve sadece etnik kimlik: 1.4, mezhep: 0.9.
Dünyada etnik kimlik ve mezhep savaşlarının yaygınlaştığı şu günlerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olarak kimsenin kendisini etnik veya mezhepsel olarak "öteki" hissetmemesinin karşılığının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim.
Ankete katılanlara "siyasi düşüncemi açıklamaktan korkuyorum" ifadesine katılıp katılmadıkları sorulmuş. Yüzde 30.4'ü hiç korkmadıklarını, yüzde 28.4'ü korkmadıklarını söylemiş. Korktuğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 14.1 olarak belirmiş. Bu soruyu bir soru ile açmak gerekiyordu. Siyasi düşüncesini siyasi iradeden mi yoksa aile veya toplumsal sebeplerle mi ifade etmediği başlığı bir başka ankette mutlaka sorulmalı. Çünkü; bilimsel anlamda kayıtlara bu açılım da girmeli.
GENAR'ın anketindeki benim en çok dikkatimi çeken sonuç; sağ seçmenin tercihleri kadar sol seçmene de sorulan; "Milli Birliğin hangi lider etrafında güçlendirilebileceğini düşünüyorsunuz" sorusuna verdiği neredeyse tereddütsüz "Recep Tayyip Erdoğan" cevabıdır. Özellikle 15 Temmuz gecesi ve sonrasında oluşan Erdoğan'ın birleştirici güç ve lider olduğu görüşünün, seçmenin ideolojik tercihleri arasında fark gözetmeksizin; yüzde 91 gibi bir oranla Milli Birliğin adresi olarak adresin de artık tescillendiği görülüyor
KAYBEDENLERİN TEZAHÜRÜ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar ile yaptığımız görüşmede, hem bir akademisyen hem de siyasetçi olarak bu ankete ne gibi bir yorum yaptığını da sordum. 15 Temmuz'un bu konuda bir milat olduğunu söyleyen Hotar her tür yalan ve iftira ve kumpasa rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili olumlu tutumun neredeyse toplumun bütün kesimlerinde karşılık bulduğunu da kayıtlara geçiriyor. Kutuplaşma iddialarının boşa çıktığı, insanları bir arada tutan değerlerin din, aile, vatandaşlık gibi ortak değerler olduğu; etnik kimlik, mezhep gibi ayrıştırıcı unsurların bireyleri bu ülkeye bağlayan değerler arasında belirgin bir yerinin olmadığının da görüldüğünü söylüyor.
Kutuplaşma söylemlerini çıkaranların, büyük oranda kaybetme duygusunun bir tezahürü olduğunu ifade ediyor Hotar.