YAPMAYIN KEMAL BEY...
Siyaset hamaset üzerinden yapılmaz. İktidar partisinin sorumluluğu tamam da ana muhalefet partisi dediğin zaman, iktidardan bile önemli.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun referandum kampanyasını adeta Tek Adam iddiası üzerine kurguladığı görülüyor.
Eğer çatınızı en yanlış temel üzerine kurarsanız ne kadar sağlam olabilir ise; Kılıçdaroğlu'nun da kampanyasına temel aldığı konunun en yanlış üzerine kurulması da öyle yanlış olmuştur. Mevcut Parlamenter sistemde, CHP Liderinin sözünü ettiği geniş yetkiler tamı tamına Başbakan'a ait aslında. Cumhurbaşkanı da, neredeyse SINIRSIZ YETKİLİ ama bunun karşılığında neredeyse tamamen SORUMSUZ. Yani; Vatana ihanet dışında hiçbir yetki ve kararından dolayı YARGILANAMIYOR, HİÇBİR DENETİ-
ME TABİ TUTULAMIYOR ve aldığı hiçbir kararı YARGI VE MECLİS dahil kimse İPTAL EDEMİYOR.
Bunun karşılığında ise; 16 Nisan'da halk oyuna sunulan Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı aldığı kararlarla ilgili sadece YARGI değil YASAMA yani TBMM tarafından da hem DENETLENEBİLECEK hem kararları İPTAL EDİLEBİ- LECEK hem de yargı önünde HESAP VEREBİLECEK. Yani sınırsız SORUMSUZLUK tamamıyla ortadan kalkıp tam tersine hesap veren ve kararlarından dolayı SORUMLU HALE GELEN bir CUMHURBAŞKANI olacak karşımızda artık.
NOKTA...
YILDIRIM VE İZMİRLİ KADINLAR
Başbakan Binali Yıldırım 4 gün içinde 2. kez İzmir'e geliyor bugün.
Her iki buluşmanın ana kitlesi çok özel. Salı akşam kadınlarla, bugün de Roman vatandaşlarımızla buluşacak seçim bölgesinde Yıldırım. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde İzmirli kadınlarla buluşmayı tercih etmesi anlamlıydı. Benim de eşlik ettiğim seyahatte Başbakan Yıldırım'ın; sadece bir evlat, bir eş, bir anne olarak değil üreten, katma değer yaratan ve bunu paylaşan büyük veya küçük boyutta ülke ekonomisine katkı yapan, sivil toplum örgütlerindeki rolü ve liderliğiyle örnek olan kadınları her alanda desteklemek ve önlerini açmak ve nihayetinde yanlarında olmak için İzmir'in başarılı kadınlarını tercih etmesi ve bu buluşmada eşi Semiha hanım ve partinin kadın bakan ve yöneticileriyle birlikte olması elbette tesadüf değil. İzmir'in başarılarını hemen her alanda ispat etmiş kadınları ile o gece birlikte olduk ve hem Başbakan Yıldırım'ın bu özel gecede kendileriyle olmasından hem de hükümetin kadınlara yönelik politikalarından memnuniyetini dinledik.
15 TEMMUZ VE MEDYA
İzmir'den gelir gelmez ayağımızın tozuyla Anadolu'nun küçük ama pırıl pırıl şehri Kırşehir'de çok özel bir başka buluşmayı gerçekleştirdik. Anadolu Yayıncıları Derneği'nin organize ettiği ve Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi öğrencileriyle 15 Temmuz darbe girişimi ve Medyanın Rolü konulu panelde buluştuk. Alçak terör örgütü FETÖ'nün işgal ve ülkeyi bölme amaçlı bu kalkışmasının başarılı olması durumunda neler olabilirdi? Bundan sonra sadece siyasetçiler olarak değil, medya- sivil toplum, üniversiteler ve gençlik olarak neler yapılmalı?
Devlet bu yapıyla mücadele ederken bizler nerede olmalıyız?
Gibi sorulara yanıt ararken, genç arkadaşlardan gelen soruları da yanıtlamaya çalıştık.
Şunu sevinerek söylemeliyim ki; gençler öyle kaderlerini ve ülkelerini ilgilendiren hiçbir konuya uzak değil.
Tam tersine son derece ilgili ve bilgili. Ve sorularıyla aydınlanmaya, eksiklerini tamamlamaya çalışmaya da çok hevesli. Ben önceki gün Kırşehir'de geçirdiğim birkaç saatte gördüğüm ve yaşadıklarımdan sonra bu güzel ülkenin ne kadar emin ellerde olduğuna bir kez daha inandım.
Siyasetçisiyle, akademisyeniyle, valisi ve yerel yöneticileriyle ve her şeyden önemlisi yarınları emanet edeceğimiz gençleriyle Türkiye'yi çok daha güzel günler bekliyor...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.