FETÖ'cülerin Türkiye'ye yönelik tuzak ve kumpaslarından olan MİT TIR 'ları operasyonuyla ilgili haberleri servis yapan CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun, mahkeme tarafından tutuklanma kararı ardından CHP'nin başlattığı yürüyüş, tüm kesimlerden tepki aldı. Dün sabah saatlerinden Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve bir kısım partili tarafından Ankara Güvenpark'tan başlayan yürüyüşün istikameti İstanbul. Bu yazı yazıldığı ana kadar herhangi bir sorun veya olay çıkmamıştı ancak, her an bir sosyal olay çıkabilme ihtimali son derece yaygın görünüyor. Tıpkı 2013'teki Gezi olaylarına benzer bir yapay ayaklanma modeli, CHP eliyle eğer tekrar hayata geçirilmek isteniyor ise, buradan kendilerini uyarmak isteriz, Ne Türkiye artık eski Türkiye, ne de Türk Milleti artık bu oyunlara gelmeyecek kadar 15 Temmuz'da gerçekleri gördü.
Yargının verdiği kararı beğenmeyebilirsiniz.
Yargının kararını eleştirebilirsiniz.
Ancak, daha yargı süreci bitmemiş, tutukluluk haline itiraz hakkı saklı iken nedir bu telaş anlamak mümkün değil. Yargı kararlarına itiraz mekanizmasının işlemesinin yolu, yine yargı sürecinden geçmelidir.
Demokratik her hakkı kullanmak doğrudur. Ancak, bunu Türkiye'nin içinden geçtiği şu hassas ortamda (iç ve dış olayları kastediyorum) insanları sokağa davet ederek ve her tür terör örgütü ve Türkiye düşmanı örgüte davet çıkaracak şekilde tasarlamak nedir Allah aşkına?
Sokak siyasetini, siyasetin bir yöntemi haline getirmenin nesi demokrasidir anlamak mümkün değil.
BU YÜRÜYÜŞ MASUMANE DEĞİL
Bu düşünceler içinde yazımı yazmak üzere bilgisayarımın başına oturmuş iken, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin resmi twitter adresinden paylaştığı mesajlar gelmeye başladı. Yazdığı her mesajın altına imzamı attığım bu twitleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Özellikle 15 Temmuz sonrasındaki milli şuuru ile herkese örnek olan ve bu şuuru her daim koruma noktasında taviz vermeyen MHP Genel Başkanı sn Bahçeli'nin bu tarihi uyarılarını ayakta alkışlıyorum.
Hak arayışında, hukuk mücadelesinde elbette duygusal tepki ve şuursuz eylemlerden kaçınmak, her ne olursa olsun yüz çevirmek şarttır.
CHP'nin demokratik ve hukuk çemberinden taşmaması gerekirken, mal bulmuş mağribi gibi sokağa fırlayarak yürüyüşe geçmesi masumane değildir.
Provokatörler devrede, karıştırıcı ve nifak saçan mihraklar, yerli işbirlikçileri eliyle kuyruktadır.
CHP Genel Başkanı Ankara Güvenpark'tan İstanbul Maltepe'ye kadar sürecek bir adalet yürüyüşü başlatmıştır. Atalarımız boşuna söylememiş, Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş!
'ADALET GÖMÜ DEĞİLDİR'
Adalet, yolda bulacağımız kayıp eşya, yürürken ayağımıza takılacak bir gömü değildir. Bunu bilmemek ise cehalettir. CHP, adalet diyerek anarşiye göz kırpmakta, uluslararası topluma dikta duyurusunda bulunarak demokrasiye kastetmenin çabasındadır.
Adaletsizlikler batıya ülkemizi ispiyonlamakla çözülemeyecektir.
Adalet, Ankara-İstanbul arasındaki uzun yolda değil, bizzat milletimizin müşfik ve muhteşem iradesinde, Türk devletinin ruh kökündedir. Sandıkta sonuç alamayanların sokağa çıkması, demokrasiden umudunu kesenlerin uygun adımlarla yürüyüşe geçmesi ısmarlama projedir. 15 Temmuz'da doğan milli mukavemeti yıkmak, parlayan millet direncini kırmak ve rövanşını almak için bugünkü yürüyüş kurgulanmıştır.
15 Temmuz'u unutturup, 20 Temmuz darbesi uyduran, kontrollü darbe ödevini karanlık odaklardan alanlar kurulmuş ve yolda bırakılmışlardır. Bugün yola çıkmak, 15 Temmuz FETÖ ihanetine sünger çekmek, hatta alttan alta destek vermek, şühedaya bir kez daha kıymak demektir.
Herkesin yasalar içinde demokratik adap ve ahlak çerçevesinde toplanma, haberleşme, ifade, yürüme özgürlüğü vardır ve bunlar savunulmalıdır.
Eskiye nazaran yollar yürümek için oldukça kullanışlıdır. Üstelik yol kenarları dinlenme tesisleriyle doludur. Ama yolda adalet yoktur.
Ankara'dan İstanbul'a adalet için yürümeye kalkan Sayın Kılıçdaroğlu ya kullanılmakta ya da ülkemize kurulan tuzağın aktif katılımcısıdır.
Adalet, yürümekle değil, yüksek bir ahlak, yüce bir gönül eşliğinde ancak ve öncelikle vicdanlarda tecelli ve temerküz edecektir. Sokağa oynamak, adalet bahanesiyle pusuda ve ihtiyatta bekleyen bazı mihraklara el sallamak Türkiye'nin mahvına destek vermek, göz yummaktır.
15 Haziran'da sözde darbe şayiası çıkardılar, bu tezviratın şifreleri çözüldüğünde Ankara'dan İstanbul'a yürümenin kararı çıkacaktır.
Ankara'dan İstanbul'a yaya olarak seyahat edenlere anca gidersiniz demek yerine, yangına ve kargaşaya hizmet ediyorsunuz demek zorunluluktur.
CHP'lilere sesleniyorum: Aklınızı başınıza alın. Muhtemel ve kestirilemeyen hadiseler patlak verirse altından ne sizler ne de ülkemiz kalkar!