Çıkma teklifi almak!
Yaşıtlarının çoğu gibi hormonlarının da etkisiyle karşı cinse yoğun ilgi duyduğu bir dönemde. Hoşlandığı bir erkek var. Ona göre bunun adı aşk. Aynı okulda okuyorlar, kendisinden birkaç yaş büyük. Yaklaşık bir yıldır beğeniyor çocuğu ama henüz hiç konuşmamışlar.
Biri 8. sınıf, diğeri 10. sınıfta olduğu için ayrı binalarda eğitim görüyorlar. Teneffüs saatleri farklı, birbirlerini göremiyorlar. Servisleri de aynı anda kalkmıyor. Dolayısıyla birbirleriyle gün içinde bir-iki kez karşılaşma fırsatları var. Onun dışında birbirlerini uzaktan izlemekle yetiniyorlar.
Bizim kız büyük bir sabır ve özlemle çocuğun gelip "çıkma" teklif etmesini bekliyor. Böylece istenilen, beğenilen bir kız olmuş olacak.
ERKEKLER CESARET TOPLUYOR
Bugüne kadar kimseden çıkma teklifi almamış. Almak istiyor. Çıkmasa bile teklifin gelmesini bekliyor. Hele ki beğendiği çocuktan gelirse anında kabul edecek.
Ama henüz tık yok oğlanda. Sadece bakıyor.
"Gerçekten bakıyor mu, sen mi öyle zannediyorsun?" diyorum.
"Bakıyor" diyor. "Sadece ben değil, arkadaşlarım da görüyor baktığını."
"Nasıl bakıyor?" diyorum.
"Basbayağı bakıyor işte" diyor gülerek.
"Pek sen ona bakıyor musun?" diyorum.
"Bakıyorum" diyor.
Anlayacağınız şimdilik bakışmakla yetiniyorlar.
Arkadaşlarının çoğu da aynı durumdaymış. En yakın arkadaşlarından ikisi de henüz çıkma teklifi almamış kimseden. Sadece birisi çıkıyormuş.
Sınıflarında bir erkekle çıkan kız sayısı da çıkmayanlardan daha azmış. Bu, kızların çıkmak istemediği anlamına gelmiyormuş ama erkeklerden teklif gelmediği için çıkamıyorlarmış.
KADINLAR BEKLİYOR
Zaman değişse de bazı şeyler hiç değişmiyor. Günümüz çocukları, gençleri bizlerden daha farklı ortam ve koşullarda büyüse, kafaları farklı çalışsa da kadın-erkek ilişkilerinin bazı kuralları kimi durumlarda halen geçerliliğini koruyor.
Tıpkı arkadaşlık veya evlenme teklifinin erkekten gelmesinin gerekliliği gibi. Teklifi yapacak olan erkek, kabul edecek olan kadın. Tersi olmuyor. Olsa da normal karşılanmıyor.
Bu yüzden kadınların ömrü beklemekle geçiyor. Önce çıkma teklifini bekliyorlar, sonra da evlenme teklifini.
"Siz teklifte bulunsanız olmaz mı?" diyorum. "Olur ama ya reddedilirsek" diyor. "Hiç bir bu riski göze almaz."
"Ama bu risk erkekler için de geçerli. Onlar da bu yüzden cesaret edemiyorlardır teklif etmeye. O zaman sizin cesaret vermeniz gerekli."
"Bakıyoruz ya işte!" diyor, "Daha ne yapalım!"
BEĞENİLMENİN İSPATI
Daha ne yapmak lazım? Sırf bu yüzden iki cinsin de hayatı kararıyor aslında. Erkekler cesaretlerini toplayamıyor ve aşkından ölse bile ilk adımı atamıyor ve bekliyorlar. Beklerken de kendilerinin işini kolaylaştıran kadınlarla birlikte oluyorlar. Kadınlarsa "Yanlış anlaşırız, yüzyıllardır süregelen kuralı ihlal edip marjinal olmak yerine beklemek daha iyi" diyerek bekliyorlar. Ama giderek artan bir hayal kırıklığın da beraberlerinde büyüterek. Ve teklif gelmedikçe özgüvenleri giderek azalarak.
Teklif almamak bir kızın/kadının beğenilmediğinin/istenmediğinin göstergesi sayılıyor çünkü. Teklif almayan kadın başkalarıyla sürekli kıyaslıyor kendini çünkü.
"O bile aldı, bana niye gelmiyor?" diye hayıflanıyor.
"Bizim sınıfta bir kız var, bu sene geldi, tam bir inek! Teneffüslerde bile dışarı çıkmayıp test çözüyor. Güzel de değil. Ama onun bile çıktığı bir çocuk varmış. Düşünebiliyor musun? O bile çıkmış, biz hala bekliyoruz."
Ne demek istediğimi anladınız mı? O yüzden bir kadın bir gün sürse bile nikah masasına oturmak ister. El aleme arzu edilen bir kadın olduğunu ispat etmek için.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.