Magazin gazetecileri çok sever ünlülerin frikik fotoğraflarını çekmeyi ve yayınlamayı. Mutlaka frikik verecek bir görüntü yakalayacaklarını bildiklerinden, mini etek, yırtmaçlı elbise veya dekolte giyinmiş bir kadının peşinden ayrılmazlar. Amaçlarına da ulaşırlar. Bir insanın peşinde o kadar kamera olursa, özellikle otururken ve de arabadan inerken frikik vermemek imkansızdır.
Hangimiz zorlanmayız ki arabadan inerken! Ayağımızda pantolon varsa aldırmayız ama etekle, hele bir de ayağımızda topuklu ayakkabı varken arabadan inmek bayağı bir çaba gerektirir.
Karşınızda da ellerinde kameralar sizi bekleyen bir gazeteci ordusu varsa eliniz ayağınız daha da dolaşır birbirine.
Tabii ünlü olmanın bedeli bu. Kadın olmanın bir de. Erkekler için böyle bir dert yok çünkü. Onların frikikikleri olsa olsa pantolon fermuarlarının açık olması olabilir. Ama orada da erkek dayanışması ortaya çıkar ve bunun lafı bile edilmez. Bas bas göründüğü halde görmezden gelinir.
VOLKAN'IN FERMUARI
Bir tanesini hemen hatırlatayım. Yılbaşı öncesi veya sonrası Fenerbahçe kalecisi Volkan'ın sevgilisi/nişanlısı Zeynep Sever'le birlikte bir resmi yayınlandı bütün gazetelerde. Dikkatlice bakanlar Volkan'ın fermuarının açık kaldığını gördüler. Ama ne başlığa çıktı bu ayrıntı, ne resim altına girdi. Bir imaya bile rastlamadım ben. Oysa dünkü pek çok gazetede Hande Ataizi'nin "iddialı frikik" fotoğrafı yer aldı.
Ataizi bir süre önce aşk yaşadığı ünlü piyanist Fazıl Say'ın 40. yaş günü davetine katılmış ve arabadan inerken de iç çamaşırının görünmesini engelleyememişti. Fotoğrafı görenler Ataizi'nin böyle bir görüntü vermemek için ne kadar çok özen gösterdiğini, bacaklarını açmamaya çalıştığını görecekler. Ama yine de çamaşırının görünmesini engelleyememiş.
Diyebilirsiniz ki, o da öyle giyinmeseydi! Aslında giyiminde bir şey yok. Eteğinin boyu daha uzun olsaydı bile bu görüntü çıkardı ortaya. Ancak uzun ve bol bir etek giyseydi sorun yaşanmazdı.
O zaman akla şu soru geliyor: Ne yapmak istiyor magazinci arkadaşlar veya onların müdürleri ve bu eklerin yöneticileri? "Kadınlar mini ve dar etek giymeyin yoksa sizi böyle rezil ederiz!" demek mi istiyorlar?
Öpüşmeye ilgi
Hangi dizide öpüşme sahnesi varsa seyirci o diziye kitleniyor ve bir dakika bile sürmeyen o sahneyi bekliyor. Sonra da o sahne internetten izleniyor, indiriliyor ve başkalarıyla paylaşılıyor.
Epey bir süredir öpüşmeye olan bu ilgi tartışılıyor medyamızda. Pek çok köşeyazarı konuyla ilgili görüşlerini belirtti, dizi oyuncuları, öpüşme sahnelerinin kahramanları yorum yaptı.
Çıkan sonuç şu: Öpüşememekten dolayı oluşan bir merak bu. Yani yasak olana gösterilen ilgi. Malum, öpüşmek hoş karşılanmıyor bizim toplumumuzda. Gençlerin öpüşmesini de, yaşlıların öpüşmesini de yasaklıyoruz. Çocukların masum öpücüklerine bile yasak getiriyoruz. Evli olmayan çiftlerin öpüşmesini lanetlediğimiz gibi evlilerin öpüşmesini de yadırgıyoruz. Ne yapacaklarsa yatak odasında yapsınlar istiyoruz. Ama birileri öpüşürken görünce de bakmadan duramıyoruz.
Eskiden Türk filmlerinde sadece karakter oyuncuları, kötü kadınlar öpüşürdü. Esas kahramanların yanakları yanaklarına değerdi sadece. Ya da onlar öpüşür gibi yaparken biz başka bir sahneyi izlerdik perdede. Şimdi filmlerin yerini diziler aldı ama zaman değişti. Günümüz senaristleri, yapımcıları ve oyuncuları daha da cesur olunca bu sahneleri sık sık görmeye başladık.
Seyircinin ilgisi artınca da herkes öpüşmeye başladı.
Bence çoğalması iyi bir şey. Böylece hala tabu olan öpüşmeyi de normal saymaya başlayabiliriz. Bir zamanlar biliyorsunuz televizyona dansözün çıması da yasaktı. Sadece yılbaşı geceleri izleyebilirdik dansözü ya da gazinoya, düğüne gittiğimizde. Şimdi her ekranda her daim dansöz var ama dönüp bakmıyoruz bile...