• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Neyi sorguluyoruz?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 11 Mayıs 2010, 18:07
Her yerde kaset ve tabii ki Deniz Baykal konuşuluyor. Hafta sonu bulunduğum her ortamda, herkes gibi biz de bu konuyu tartıştık. Siyasetteki yankılarını siyaset yazarları yazıyor, ben her zaman olduğu gibi kadın-erkek bağlamında sorular sormaya çalışacağım.
Örneğin, kimse bir erkek politikacının karısı dışında bir başka kadınla ilişkisini sorgulamıyor. Özellikle erkekler -belki kendileri de yaptıkları için- gayet normal karşılıyor bu durumu ve erkeği daha dikkatli olmadığı için eleştiriyorlar. Hele ki bu kişi ünlü biriyse, politikanın içindeyse daha da dikkatli olması gerektiğine dikkat çekiyorlar.
Günümüz dünyasında görüyor, duyuyor ve biliyoruz ki, insanın evi bile güvenli değil. Komplo hazırlayanlar yatak odalarına kadar girebiliyor. Bugüne kadar telefon konuşmalarından korkar hale gelinmiş, insanlar sevgilileri, eşleri ile konuşmaktan, cilveleşmekten, aşk, sevgi ve seks içeren kelimeleri kullanmaktan kaçınır olunmuştu, şimdi yatak odalarına kameralar konuluyor. Eskiden siyasilere evin ya da otelin dışında tuzaklar kurulurdu, aşk yuvasına girerken çekimler yapılırdı, günümüzde yatak odalarına kameralar kuruluyor.
Komplo kurmaya karar verenlerden kaçış yok yani.

ÖZEL HAYAT
Bu ünlü isim, kadın olunca durum değişiyor tabii. Aynı hoşgörü burada devreye girmiyor pek. Düşünsenize Deniz Baykal kadın olsaydı, bu olay bir kadın liderin başına gelseydi, istifa kararını okuduğunda partililer ağlar, geri dön diye yalvarır mıydı dersiniz? Ne zaman ki ağlar ve geri çağırırlar, o zaman kadın-erkek eşitliği gerçekleşmiş olaylara kadın-erkek açısından değil de, insani açıdan bakmayı öğrenmiş oluruz bence.
Demiyorum ki yapılanlar doğrudur, erkekler yapıyorsa kadınlar da yapsın. Elbette ki özel hayat özeldir, iki kişinin arasında yaşananlar o kişilerin varsa eşleri dışında kimseyi ilgilendirmez, bu kişiler parti lideri, başbakan, bakan, cumhurbaşkanı olsa dahi. Benim için özeldir hakikaten ve sorgulamak aklıma gelmez. Sadece süreli ahlak ahlak diye konuşan ve evlilik dışı ilişkileri ahlaksız olarak niteleyenler bunu yaparsa sorgularım.
Bu yüzden olayları değerlendirirken ayrımcılık yapmama alışmamız gerektiğine dikkat çekmek istiyorum. Niye böyle diyorum, çünkü çoğunluk, kadının eski sekreter ve yeni milletvekili olması üzerinde hassasiyetle duruyor. Hem kadının bu yolla milletvekili olması, hem de parti liderinin bu yolla milletvekili seçilmesi eleştiriliyor.

PARTİ İÇİ DEMOKRASİ
Ben de eleştiriyorum. Bu yüzden kızıyorum, hem Deniz Baykal'a hem Nesrin Baytok'a. Rakiplerinin eline bu kozu verdikleri için. Hepimiz milletvekili olmanın koşullarını biliyor aslında. İlle de birlikte olunması gerekmiyor ama yakın olmak şart. Lidere, liderin yakınlarına, aileye, cemaate yakın değilseniz, lidere biat etmezseniz, sözünden çıkar, söylediklerini sorgular, her kararını emir olarak algılamaz ve eleştiride bulunursanız vekil olmanız çok zor. Hemen her parti için geçerli bu kural.
İşte bu yüzden parti içi demokrasi olmadığından söz ediyoruz ya. Benim itirazım, sadece kadınların ilerlemesinin sorgulanmasına. Sadece siyasette değil her alanda kadınların yükselmesinin ardında hemen bir gönül/yatak ilişkisi olup olmadığına bakıyoruz. Elbette her zaman, her yerde böyle olmuyor, olmadığını lider kadınların çoğalmasıyla görüyoruz da. Ama böyle örneklerin olması da bu görüşü öne sürenlerin haklı olduğunu kanıtlıyor. O yüzden kızıyoruz bu olayın taraflarına da zaten.
Ama ben yine kadınlar kadar erkeklerin yükselişlerini de sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Kadınların yükselmesinin önündeki en kolay yol yatak odasından geçiyor da, erkekler ne yapıyor? Ayrımcılığı sadece kadınları, kadınların yükselişini sorguladığımız zaman yapıyoruz çünkü.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.