Giriş Tarihi: 18 Mayıs 2010, 17:04
On altı yıldır seyahatler hariç her sabah, yataktan kalkar kalkmaz ilk işim, elimi yüzümü yıkayıp giyindikten sonra, sabırsızlıkla beni bekleyen tüylü kızlarımı sokağa çıkarmak oldu.
Yağmur, kar, fırtına, güneşli, hava durumu ne olursa olsun biz hep dışarıda olduk sabahları. Tabii akşamları da. İşten eve gelir gelmez, elimdekileri bırakıp beni kapıda karşılayan kızlarımı dışarıya çıkardım on altı yıl. Üç yıl yalnızca Köpük'ü, sonra Köpük ve Boncuk'u, iki yıldır da yalnızca Boncuk'u.
Bu sabah boşlukta gibiyim. Dışarıya çıkaracak köpeğim kalmadı artık. Köpük'ten sonra Boncuk da gitti bu dünyadan.
Gündem yoğun, ortalık kaynıyor, bize ne senin köpeğinden, duygularından diyebilirsiniz. Haklısınız. Ama içimden de başka bir şey yazmak gelmiyor. Aslında niyetim cuma günü katıldığım 5N 1K programında konuşup tartıştığımız konudan söz etmekti.
KİMSE İSTEMEZ
Deniz Baykal'ın mağdur olup olmaması meselesinden. Malum Başbakan, "Eşini aldatan mağdur olmaz" diyerek konunun tartışılmasına fırsat verdi.
Biz de o gece bu konuyu konuştuk. Yeni Şafak yazarı Özlem Albayrak hariç, şu konuda hem fikir olduk Vatan yazarı Mutlu Tönbekici, Ka.Der Başkanı Çiğdem Yılmaz'la şu hususta.
1- Aldatmak, aldatılmak hoş bir şey değil. Kimse aldatılmayı istemez. Evli insanların bu konuda hassas olması gerekir. Evliyken aşık olabilirler bir başkasına. O zaman da yapılması gereken eşlerinden ayrılmaları ve bu aşkı legal olarak yaşamalarıdır.
2- Toplum da eşini aldatan kişiyi anlayışla karşılamaz. Ancak erkeklere daha torpilli yaklaşır. Bu hoşgörünün eşliğinde erkekler, evdeki düzenlerini bozmadan gönül ilişkileri yaşamaktan çekinmezler. Hem evde bir eşleri olsun isterler onlara sadık kalan hem de dışarıda sevgilileri olsun, eşlerinden daha genç ve güzel. Çok aşık olmadıkça veya karşı taraftaki kadın ısrar etmedikçe eşlerinden ayrılmaz ve ikili ilişkiyi sürdürmeyi tercih ederler.
BOŞANMA NEDENİ
3- Kimileri bu ilişkilerini gizli, kimileri alenen yaşar. Kumalık olayı o kadar yaygındır ki, kadınların aynı evde yaşadıklarına bile şahit oluruz. Dinin, 4 kadın almayı onaylaması nedeniyle, hoş karşılanmasa bile kimse bir şey diyemez. Kısacası eşini aldatan erkeklerle dolu bir toplumda yaşamaktayız.
4- Dolayısıyla eşini aldatanları yargılayacaksak ayırım yapmadan herkesi yargılamamız, imam nikahıyla yapılan ikinci, üçüncü evlilikleri de hoş karşılamamız gerekir. O kumaların rızasının olması işin onaylanmasını gerektirmez, o kadınların gerçek duyguları bu durumu isteyerek kabul etmediklerini anlatır bize.
5- Muhafazakar toplumun metrese karşı olup, kumalığa ses çıkarmaması, çifte standart anlamına gelir ki, bu da hiç hoş bir şey değil. Modern toplum da onaylamaz aldatmayı ama konuya kimseyi yargılamadan bakar. Her ilişkinin kendine özel durumu vardır. O bağlamda sorgulanır bu ilişki ve sadece kişileri ilgilendirir. Zaten bu toplumlar zinayı suç olarak görmez ama boşanma nedeni olarak kabul eder. Yani bir erkeğin veya kadının eşini aldatması toplumu değil, onların eşlerini, çocuklarını, ailelerini ilgilendirir.
6- Ama elbette bu kişiler ünlüyse, siyasi bir kimlikse olay basına yansır, haber olur, herkesin konuşmasına neden olur. Biz de öyle yapıyoruz. Ama yargılamakla hata yapıyoruz. Konumları gereği görevlerinden istifa etmeleri de beklenir. Nitekim bu olayda da öyle oldu.
Yarın da olayın diğer boyutunu konuşalım. Ben de izninizle kızımın odasını düzenleyip, eşyalarını, mamalarını başka köpeklere dağıtayım. Gençlik ve Spor Bayramımız da kutlu olsun.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.