• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Kadın kitapları fuarı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08 Haziran 2010, 15:50
Mayıs'ın son günlerinde 1. Uluslararası Kadın Kitapları Fuarı nedeniyle Eskişehir'deydim. Eskişehir, son yılların yıldızı giderek yükselen şehirlerinden. Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in büyük katkılarıyla bir Avrupa şehri havasına bürünen şehri, vakit darlığından istediğim gibi gezemedim, meşhur Aşk Köprüsü'nden geçemedim ama Eskişehir Haller Gençlik Merkezi'nde güzel saatler geçirdim.
Adından da anlaşıldığı gibi eskiden hal olan yer, bugün üstü kapalı bir restoran, kafe sokağına dönüşmüş. Yan yana sıralanmış yerlerden birine oturup, çayınızı, kahvenizi veya soğuk içeceğinizi yudumlayıp, sohbet edebilir, hediyelik eşya, kitap vs. satılan dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz.
İstanbul'dan sabah erken saatte kalkan Eskişehir Ekspresi ile yola çıktım. Amacım kitap okumaktı ama yeşilin her tonuyla bezenmiş köy ve kasabalar aklımı başımdan aldı, özellikle de gelincik tarlaları.

KÜTÜPHANE VE ÇOCUKLAR

Oradaki evlerde yaşayan kadın-erkek, çoluk-çocukları düşündüm, onlarla ilgili hikayeler yazdım kafamda. Kitap okuyup okumadıklarını mesela. Evlerinde kaç kitap olduğunu. Kütüphane demiyorum çünkü biliyorum ki pek çok evde kütüphane yok, var olanlar da bardak, fincan ve biblolarla dolu. Belki bazı genç kız ve erkeklerin odasındaki kitaplıkların iki üç sırasını kaplayan kitaplar var.
Niye kitap okumaz bizim insanımız? Niye her ay bir kitap almaz çarşıya gittiğinde? Temel ihtiyaçlarının arasına kitap eklemez?
Sabah okuduğum gazetelerde yer alan bir habere göre kütüphaneli evlerde doğanlar hayata bir adım önde başlıyorlarmış oysa!
Ortalama 500 kitaplık kütüphanenin bulunduğu evlerde doğmuş olmak, yüksek eğitim görmüş bir ailenin çocuğu olmak gibi bir etki yapıyormuş. Dolayısıyla başarı düzeyi kendiliğinden gelişiyormuş.

GENÇLERİN İLGİSİZLİĞİ
Bizim çocuklarımız ise televizyon seyrederek büyüyor. Sadece kavganın, tartışmanın, entrika ve şiddetin yer aldığı programları seyrederek özellikle. Okula gitmemiş veya ilkokulu bitirdikten sonra okula gitmesine gerek görülmemiş anneler yetiştiriyor çocukları. Ve o evlerde bir tane bile kitap bulunmuyor.
Eskişehir'e varır varmaz, fuarın düzenleyicisi Kazete'nin sahibi ve genel yayın yönetmeni Berrin Gürçay Dilekçi'ye fuara olan ilginin nasıl olduğunu sordum. Umduklarından daha az olduğunu söyledi. Hem de Eskişehir'de! Üniversite ve gençlik şehrinde!
Sonra ben de gördüm ki etkinlikleri izleyen, sohbetlere katılıp ilgiyle dinleyen, sorular sorarak sohbete katılanların büyük bir çoğunluğunu orta yaş ve onun üzerindeki kadınlar oluşturuyor.

KADIN YAZARLAR
Gençler geçip giderken şöyle bir bakıyor, "Ne konuşuluyor, ne oluyor?" diye merak bile etmeden geçip gidiyorlar. Aceleleri olmadığını yürüyüşlerinden anlıyorsunuz zaten. Kim o konuşan kadınlar, bakmıyorlar. Ama televizyondan ve filmlerden tanıdıkları Mehmet Ali Alabora'yı görünce duruyor veya biraz yavaşlıyorlar. Ne söylediklerine bakıyorlar. Kadın-erkek eşitsizliğinden, kadın-erkek farklılıklarından söz edildiğini duyunca da uzaklaşıyorlar.
Ama hepimiz biliyoruz ki konuklar arasında Beren Saat veya Kıvanç Tatlıtuğ olsa ve Aşk-ı Memnu konuşulsa kalabalık giderek artacak.
Biz gelelim fuara. Öncelikle neden böyle bir fuar? Niye bu zahmet yani? Berrin Gürçay Dilekçi, amaçlarının cinsiyet eşitliği temelinde; kadın yazarlar dayanışmasının güçlendirilmesi ve yerel kadın yazarlara kendilerini ve kitaplarını tanıtmaya, okuyucu ile buluşmalarına ortam yaratmak olduğunu söylüyor. Bu yıl içinde dört ilde daha düzenleyeceklerini belirtiyor.
Etkinliğe katılanlar ve neler konuşulduğu ise yarına...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.