* Anayasa paketi ile ilgili görüşleri farklı olsa da iki profesör, neye oy vereceği konusunda halkın bilgilendirilmesi gerekirken, referandumun çirkin bir seçim kampanyasına dönüştüğü konusunda hemfikir.
* İki profesör de paketin yeterli olmadığını, eksiklerinin olduğunu yani mükemmel olmadığını söyledi. Bu yüzden Serap Yazıcı, "şartlı evet" denmesinden yana. "Biz, şimdi evet diyelim, kanun yazılırken gereken düzeltmeler yapılır" dedi
* Bertil Emrah Öder de bu konuya dikkat çekerek, bazı maddelerdeki belirsizliklere ve nasıl olacağının kanunla belirleneceğinin söylenmesine karşı çıktı. Güç iktidar partisinde olursa yargının bağımsız olamayacağının altını çizdi. "Anayasa değişmeli ama uzlaşma olmalı" dedi.
NE KORUNACAK?
* Öder'in dikkat çektiği bir nokta da, paketteki aksaklıkların ve eksikliklerin "siyasallaşma"nın yanı sıra "yozlaşmaya" yol açabileceği. "Yargının yozlaşması, siyasallaşmadan daha önemli" diyen Öder'e göre nesnel standartlar korunmuyor, özellikle atamalarda nesnelliğe hiç dikkat edilmiyor. Bazı mesleklerde atama veya seçim yapılırken liyakatin önemli olduğunun ve bu hususlara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizerek, yeni yasada ve bugünkü iktidarın uygulamalarında buna dikkat edilmediğini söyledi.
* Bir diğer önemli konu da kadın meselesi. Yeni paket kadınları koruyacağını söylüyor. Ama koruyacağız derken neyi koruyacağını söylemiyor! Güya kadınlar korunurken "Cinsiyetçi kalıplar" korunabilir ve kadınların aleyhine olabilir ki genellikle böyle oluyor. Serap Yazıcı da, anayasa paketinden mucizeler beklememek gerektiğini söyledi. Mesela özellikle de kadın-erkek eşitliği konusunda. İstenilen sonuca gelmek için bir 800 yıl daha olduğunun da altını çizdi. Bertil Emrah Öder ise pozitif ayrımcılığın altına imza attığımız CEDAW'da belirtildiği gibi ele alınmasını.